Pembe Hayat Derneği, TİHEK’e açtığı davayı kazandı

10 Ağustos 2018 tarihinde, iki trans kadın rezervasyonları olduğu halde Cinnah Otel’e alınmadı. Otel çalışanları tarafından cinsiyet kimliği gerekçe gösterilerek otele alınmayan trans kadınlara, ardından pek çok farklı nedenler sunularak otele girişi engellendi.
 
Olayın ardından Pembe Hayat hukuk departmanı konuyu Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) taşıyarak yaşanılan olayın “Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı” kapsamında bir suç oluşturduğunu belirtmişti.
 

“Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılamaz.”

TİHEK, yapılan başvuruyu “Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılamaz” diyerek reddetti. Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı kapsamında ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş ve cinsiyet gibi temellerin ayrımcılık oluşturduğunu kaydeden TİHEK, cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığın bu kapsam içerisine giremeyeceğini açıkça belirtti.
 
Ancak alınan kararın, kurul onayından geçerek alınması gerekirken, başkan adına başkan yardımcısının imzası ile alınması ve incelenemezlik verilmesi, yetki yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle Pembe Hayat Derneği hukuk departmanı ile İdari Mahkeme’ye taşındı.
 

“Cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık, ayrımcılık kategorisinde değerlendirilmeli”

Başkan yardımcısının hukuka aykırı bir şekilde verdiği bu karar, yetkili kişilerce verilmediğinden “hukuka uygun olmadığı" gerekçesi ile iptal edildi.
 
Bu karar karşısında davalı trans kadının, TİHEK’in kararını 30 gün içinde İstinaf Mahkemesi’ne gönderme süresi bulunmakta.
 

“TİHEK’in kendisinin ayrımcılık yaptığı açıkça ortadadır!”

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği Avukatı Emrah Şahin bu kararı şu şekilde değerlendirdi:
 
“TİHEK’e yapılan başvurular kurul kararı ile değerlendirilip verilmelidir. Bu TİHEK’in kendi mevzuatında yazar ancak kurula yaptığımız başvuru herhangi bir beş kişilik heyet ya da daire tarafından dahi incelenmeden doğrudan Başkan Yardımcısı imzası ile reddedildi. Bu red kararı TİHEK’in kendi kuruluş kanununa aykırı olup başvuruları nasıl keyfiyetle ele aldıklarını ortaya koymaktadır. Nitekim “cinsiyet kimliği” nedeniyle ayrımcılığa uğramış müvekkilin bu başvurusuna gösterilen bu tavır aslında TİHEK’in kendisinin ayrımcılık yaptığını açıkça ortaya koymaktadır. Ayrımcılık başvurumuza ilişkin hukuka aykırılık iddialarımızdan ilki de işte bu husustu.”
 
“Nitekim mahkeme de bizi haklı buldu ve TİHEK’in bu hukuka aykırı kararını iptal etti. Ancak bu karar bizim için yeterli değil, bundan sonraki aşamada karar kesinleştiğinde başvurumuz TİHEK tarafından oluşturulacak bir kurul veya daire tarafından incelenip gerekçeli bir şekilde karara bağlanacak ve bu kararda “cinsiyet kimliği” ayrımcılık kategorisinde değildir denilerek yine red kararı çıkarsa bu karara karşı da dava yoluna başvuracağız. Ayrımcılık kategorisinde değerlendirilerek bir karar çıkarsa da TİHEK’e bu yönde başvuruların yolu açılmış olacaktır. Bu nedenle aldığımız karar bu konuda verdiğimiz hukuki mücadelenin başlangıcı niteliğindedir.”