“Cinsel kimlik ayrımcılık temelleri arasında sayılmıyor”

10 Ağustos 2018 tarihinde, biri Pembe Hayat Yönetim Kurulu üyesi iki trans kadın rezervasyonları olduğu halde Cinnah Otel’e alınmadı. Otel çalışanları tarafından cinsiyet kimliği gerekçe gösterilerek otele alınmayan trans kadınlara, ardından pek çok farklı nedenler sunularak otele girişi engellendi.
 
Olayın ardından Pembe Hayat hukuk departmanı konuyu Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) taşıyarak yaşanılan olayın “Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı” kapsamında bir suç oluşturduğunu belirtti.
 

“Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılamaz.”

TİHEK, yapılan başvuruyu “Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılamaz” diyerek reddetti. Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı kapsamında ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş ve cinsiyet gibi temellerin ayrımcılık oluşturduğunu kaydeden TİHEK, cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığın bu kapsam içerisine giremeyeceğini açıkça belirtti.
 

“Bu karar yükümlülüğe aykırıdır.”

Dernek avukatı Emrah Şahin yaptığı açıklamada; “Bu şikayetimiz neticesinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 16 Ocak 2019 tarihli yazısı ile 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3’üncü maddesinde ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirilmiş ayrımcılık temellerinin sadece “cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaş” olduğunu “cinsel kimlik” kategorisinin bunlar arasında sayılmadığından başvurumuzun kabul edilemeyeceğini açıkça belirtmiş, bu konudaki ayrımcılık şikayetlerine kapıyı kapatmıştır.
 
Oysa ki; TİHEK, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ve Anayasamızı da hiçe sayarak bu kararı vermiş; “Ayrımcılık şikayet başvuruları arasında dahi ayrımcılık yapmıştır.” LGBTİ+ ları ötekileştiren bir kurumun adının İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olmasına rağmen Ayrımcılıkla ilgili tüm şikayetleri kabul etmemesi, her şeyden öte bir devlet kurumunun tüm vatandaşlarına eşit davranma yükümlülüğüne aykırıdır. Nitekim İstanbul Sözleşmesi ile “cinsiyet kimliği” ve “cinsel yönelim” kategorilerinin Anayasamızın 90’ıncı maddesi gereğince yasal mevzuatımızda da ayrımcılık kategorileri olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak AB uyum sürecine yönelik olarak göstermelik olarak kurulan; tüm üyeleri Yürütme erki tarafından oluşturulan TİHEK gibi kurumlar, eşitlik ve insan hakları bağlamındaki tüm kazanımlarda geriye dönüşe sebep olmakla birlikte, Devlet kurumlarına olan güveni de ortadan kaldırıyorlar. Bu TİHEK’in ilk vukuatı değil, yine bundan önce de TİHEK kurul üyesi Mehmet Altuntaş’ı homofobik twitleri nedeniyle şikayet etmiştik. Dernek olarak; “Kanun önünde “gerçekten” herkes eşit olana dek” LGBTİ+ ların maruz bırakıldığı ayrımcılığa karşı yasal ve idari başvurularımızı aynı kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz.” diye belirtti.
 

Altuntaş'ın Twitter'daki nefret söylemi Kamu Denetçiliği'nde


Geçtiğimiz aylarda, eski Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı ve hala aktif TİHEK üyesi Mehmet Altuntaş, Uluslararası Af Örgütü'nün İstanbul Onur Yürüyüşü'ne dair paylaştığı paylaştığı bir tweetin altında, 'Onur mu ne onuru, ne aşkı! Aşk iki ayrı cins arasında olur.' ifadelerinde bulunmuştu. 'İlahi yaratılış da doğa da bunu söyler. Bu bir gericiliktir' diyerek nefret söylemine devam eden Altuntaş, eşcinselliği 'doğaldan geriye, ilkelliğe doğru dönüş' olarak tanımlayarak sözlerini sürdürmüştü.
 
İstanbul Onur Yürüyüşü'ne dair paylaştığı homofobik söylemler nedeniyle Pembe Hayat Derneği, TİHEK üyesi Mehmet Altuntaş'ı Av. Emrah Şahin eşliğinde Kamu Denetçiliği Kurumu'na şikayet etti. Konuya dair açıklama yapan Pembe Hayat'ın Hukuk Departmanı'ndaki Av. Emrah Şahin, Av. Nazlıcan Demir ve Av. Betül Aydemir, hazırladıkları başvuruyla ilgili TİHEK'in amaçlarında yazılanı hatırlatarak Altuntaş'ın söylemlerinin buna ters düştüğünü bildirdi:
 
“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nda Kurumun amaçları arasında -insan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görmesini sağlamak- bulunmaktadır. Yine kurumun amaçları arasında "Ayrımcılık ile Mücadele" etmek vardır. Ancak bu görev ve amaçlarla bezenmiş bir Kurumun, yapılan başvuruların karar merciinde olan kurul üyesinin eşcinsellik hakkında ayrımcı söylemlerde bulunması, TİHEK'in güvenilirliği konusunda kuruluş aşamasında dahi ortaya çıkan şüpheleri daha da artırmaktadır.”