Eşcinsellik bir eylem değil bir durum olarak tanımlayabiliriz. Kendini Müslüman olarak ve dinini İslam olarak tanımlayan bir toplum, bir din, aslında bu konuyu, bu konuları konuşmadığı için homofobik.
Peki İslam homofobik olsun!
'Hangi İslam'da'' diye sormamız lazım. Hangi İslam eşcinselliği reddediyor' İslam'ın birçok yüzü var. Peygamberden sonra İslam alimleri Kuran'ı ve İslam'ı anladıkları gibi yorumlamakta özgürdü. O zamanlar İslam'ı anladığın şekilde yorumlayabiliyordun, kendine göre fetva verip yön verebiliyordun. Sünni İslam'da farklı düşünceler vardı. Bu da imamların birbiriyle anlaşamadığını ve İslam'ın eşcinselliğe bakışı bugünün erkek egemen anlayışının bir yönü de diyebiliriz.
Peki hiçbir şey yapmayalım sadece Kuran-ı Kerim'deki ayetlerden yola çıkalım.
15 surede 21 defa ve toplam 118 ayette Lut Kavmi'nden bahseder. Ama haram, günah olduğundan sapkınlık olduğundan bahsetmez. Belirttiğim ayetler burada:
Evet, gördüğümüz gibi Eşcinsellik durumu ve Kuran'ın yani Yüce Allah'ın duruma yaklaşması böyle. Uzun uzun tefsire, açıklamaya gerek yok.
Anlaşıldığı gibi eşcinsellik, tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil. Her türlü pisliğe ve sapıklıklara da meyledebilen, insan nefsinin bir çarpıklığı ve düştüğü bir çukur da değilmiş. Lut ve kavminin yaşadıklarına ayetlerle bakalım isterseniz.
Lut, kavmine demişti ki : 'Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı çirkin bir utanmazlığı yapıyorsunuz. Siz (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız'' Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca 'Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah'ın gazabını getir.' demek oldu. ( Ankebut Suresi, 28-29 )
Burada da görüldüğü gibi yol kesme, bir araya geldiklerinde ensest ilişkiler, tecavüz, zorla cinsel ilişkiye girme, hırsızlık vs. gibi bir sürü zarar verecek işler yüzünden helak edildiler. Ama günah olduğuna dair, suç olduğuna dair ya da bunun şu şekil bir cezası vardır denildiğine dair bir ayet göremiyoruz.
Nefret söylemi üretenler, zaten, tek eşcinsellere değil; kendinden olmayan herkese üretir. Alevisine, Hristiyanına, Kürdüne, Çerkezine... Ve aslında nefret söylemi üretenlerin ne dini ne ırkı nede bir inancı vardır. Sadece kendilerine benzemeyen kendileri gibi olmayanlara tahammülleri yok.
Kuran-ı Kerim'de öldürmeyeceksin, vurmayacaksın demez mi' Nefret söylemi üretmeyeceksin demez mi' Kul hakkı denilen bir olgu var. Peki ya bu ürettiğiniz nefret söylemi kul hakkı değil de nedir'
Yaşatacaksın, yaşayacaksın, öldürmeden, vurmadan, kırmadan demez mi'
Bir tebessümün bile önemli olduğu bir din mensupları neden nefret söylemi üretirler anlamış değilim. Elbette herkes aynı olmak zorunda değil ama saygı duymak zorundadır. Sizin inandığınız dinde bunlar var. Saygı, sevgi, hoşgörü var. Ama maalesef uygulamada bunları görmek pek de mümkün olmuyor. Vuran vursun, kıran kırsın! Biz nefret etmeden yaşamanın yollarını arıyoruz. Tüm dünya halkları olarak her yerde varız, var olacağız.
Yıllar önce yaşamış, günümüzün ulemalarından Mevlana ve Şems'in, onların diliyle İlahi aşkları peki' Ya da Mevlana'nın Şemsi överken neler dediğini okuduk mu, acaba' Bu İlahi aşk dediğimiz biyolojik olarak iki erkeğin arasında geçmiyor mu' Oradan geçelim Yunus Emre ve Taptuk Emre'ye... Keşke bunların hayatını, kitaplarını okusak. Aralarındaki aşkı, muhabbeti, görsel sevgiyi anlasak, anlayabilsek. Anlamak için gayret etsek. Ne güzel olacak...
Eşcinsel demeyelim, lgbti demeyelim, isim vermeyelim ama iki erkeğin ve iki kadının birbirini sevmesi, sizi, iki kişinin birbirini öldürmesinden daha çok rahatsız ediyorsa benim söyleyecek sözüm yok...
<!--[if gte mso 9]><xml>
© Copyright 2020 All Rights Reserved - PEMBE HAYAT LGBTİ+ DAYANIŞMA DERNEĞİ