
PinkNews’te yer alan habere göre İngiltere’de trans+lar ve non-binaryler hormon replasman terapisine (HRT) erişimde giderek artan engellerle karşı karşıya. Aktivistler, son dönemde aile hekimlerinin (GP) trans hastalara HRT reçete etmeyi reddetmesinde “şaşırtıcı bir artış” yaşandığını açıkladı.
HRT; östrojen, progesteron veya testosteron gibi hormon terapilerini kapsıyor ve trans, non-binary kişiler için cinsiyet uyum sürecinin önemli bir parçası. Feminize edici HRT göğüs dokusunu artırıyor, vücut kıllarını inceltiyor ve testosteron seviyelerini düşürürken; maskülinize edici HRT regl döngüsünü durdurabiliyor, sesi kalınlaştırıyor ve vücut kıllarını gürleştirebiliyor. Ancak bu terapi aynı zamanda menopoz sürecindeki cis kadınlara da rutin olarak uygulanıyor. Aktivistlere göre, cis kadınların bu terapiye ulaşımı görece kolayken, trans kadınlar ve erkekler için süreç çok daha zorlayıcı.
Geçtiğimiz yıl boyunca birçok trans hasta, Cass Raporu ve Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin “cinsiyet” tanımına ilişkin kararının ardından, yıllardır kullandıkları HRT reçetelerinin aile hekimleri tarafından reddedildiğini bildirdi. Araştırmalar, ret gerekçeleri arasında “eğitim eksikliği, yeterlilik konusundaki kaygılar, politika zorunluluğunun olmaması ve kişisel inançlar” gibi nedenlerin öne çıktığını gösteriyor.
Temmuz ayında yayımlanan bir Healthwatch araştırması, trans sağlık hizmetlerinin Birleşik Krallık’taki vahim durumuna dikkat çekti. Araştırmaya göre, trans hastalar bakım alırken misgendering (yanlış cinsiyetle hitap edilme), reçetelerin aksaması ve cinsiyet markerı değişikliğinden sonra sağlık kayıtlarına erişim kaybı gibi ciddi “engellerle” karşılaşıyor. Ankete katılan yaklaşık 1.400 trans ve non-binary yetişkinin yalnızca yüzde 32’si aile hekimlerinin sunduğu bakım hizmetini iyi veya çok iyi olarak değerlendirdi.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında yayımlanan TransActual raporu da tabloyu destekler nitelikte. Rapora göre 215 kişi hormon terapisi için reçete alamadı. Aktivistler, transların temel sağlık hizmetlerine erişiminin engellenmesinin kabul edilemez olduğunu vurgularken, eşit ve kapsayıcı sağlık politikalarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini hatırlatıyor.