
5 Ağustos’ta Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptığı anda gözaltına alınan ve aynı gün tutuklanan Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi ve ÜniKuir çalışanı Enes Hocaoğulları’nın yargılandığı dava bugün Ankara Adliyesi 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hocaoğulları, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı.
Saat 11.55’te görülmesi planlanan duruşma mahkeme tarafından 14.00’a ertelendi. Dava avukatlarından İlayda Doğa Karaman, bu kararı “politik davalarda kitleyi dağıtmak amacıyla kullanılan bir yöntem” olarak nitelendirdi.Duruşma öncesinde çevik kuvvetin izleyici bölümüne alınmak istenmesi avukatların itirazı üzerine engellendi; ancak sanık sırasına üç polis yerleştirildi.
Duruşmayı çok sayıda elçilik temsilcisi, sivil toplum kuruluşu, milletvekili, gazeteci ve bağımsız aktivist takip etti.
Hocaoğulları’nın Savunması
Enes Hocaoğulları, Avrupa Konseyi’ndeki görevini, insan hakları ve kaynak geliştirme alanındaki çalışmalarını ve gençlik delegesi olarak yürüttüğü temsil faaliyetlerini anlattı. Mart ayında yaptığı konuşmanın barışçıl protestolara ilişkin olduğunu vurgulayan Hocaoğulları, iddianamede ifadelerinin çarpıtıldığını söyledi:
“Benim barışçıl protestolardan söz ettiğim yerde kelimeler değiştirilmiş, ‘savaş’ gibi ifadeler kullanılmış. Konuşmamda akranlarım dediğim yer, sanki onları tanıyormuşum gibi gösterilmiş. İddianamede çeviriye yer verilmedi. Oysa benim görevim hak ihlallerini dile getirmek ve faillerin yargılanmasını talep etmektir.”
Hocaoğulları, gözaltı ve tutukluluk sürecinde yaşadıklarını da aktararak, “35 gündür çok zor şartlarda tutukluyum. 28 kişilik koğuşta 50 kişi kalıyoruz. Yerde yatıyorum. Benim gururumu zedeleyen cezaevi şartları değil, mesleğim gereği yaptığım bir konuşma nedeniyle ülkemde yargılanmamdır” dedi.
Avukatların Savunması
Avukat Mahmut Seren, 2022’de yürürlüğe giren “dezenformasyon yasası”nın dayanak gösterildiğini, ancak Hocaoğulları’nın yaptığı konuşmanın bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini belirtti:
“Müvekkilimin konuşması delegasyon içinde yapılmış, halka yönelik bir beyan değildir. Kamu barışını bozduğuna dair hiçbir somut kanıt yoktur. Ayrıca konuşmada dile getirilen hususlar o dönemde Türkiye’de ve uluslararası raporlarda zaten gündeme gelmiş hak ihlalleridir.”
Avukat Doğa Teoman ise Hocaoğulları’nın sözlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi kapsamında suç oluşturmadığını vurguladı:
“Müvekkilim gayet barışçıl bir konuşma yapmıştır. Açıklamalarından sonra kamuyu harekete geçiren bir ayaklanma olmamıştır. Somut olayda sanığın ifadesi devlet organlarının eylemlerine değil, hak ihlallerine yöneliktir.”
Avukat İlayda Doğa Karaman ise savcılığın taraflı bir şekilde delil topladığını, lehine olan hiçbir delilin dosyaya dahil edilmediğini, buna karşın asılsız suçlamaların dosyaya eklendiğini söyledi. “Müvekkilimin kaçma şüphesi bulunmamaktadır. Her ay yurtdışı seyahatleri olan bir insan, iş gezisinden dönerken gözaltına alınmıştır. Bu tutuklama mantığa aykırıdır” dedi.
Tahliye Kararı
Savunmaların ardından mahkeme, Enes Hocaoğulları’nın ayda bir imza verme koşuluyla tahliyesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 23 Şubat 2026’da görülecek.
Türkiye’de ilk defa bir gençlik delegesi, Avrupa Konseyi’nde yaptığı bir konuşma nedeniyle yargılanıyor.