“Yasaklardan sonra bir araya gelmeye devam ettik.”

2011 yılından bu yana LGBTİ+ hak mücadelesini sanat aracılığıyla gerçekleştiren Pembe Hayat KuirFest, sekizinci senesini LGBTİ+ Film Platformu’nu takipçileri ile paylaşarak kapattı. Platformun açılışının ardından Fil’m Hafızası’ndan Ekin Taneri ile bir araya gelerek festivalin tarihinden ve platformun açılışından bahseden festival ekibi, programlama sürecinden de bahsetti:
 
“Platform fikri, Ankara’daki malum LGBTİ+ etkinlikleri yasaklarından sonraki süreçte gelişerek, sizlere sunduğumuz şekilde son halini aldı. LGBTİ+ Film Platformu, devamlılık kaygısından dolayı ortaya çıktı diyebiliriz aslında. Platform filmlerini seçerken ise, festivalde seçki hazırlarken dikkat ettiğimiz noktaları temel alıyoruz. Öncelikle, filmlerin ırkçı, cinsiyetçi, seks işçisi fobik, LGBTİ+ fobik olmaması gerekiyor. Öznelerin kendilerini ifade ettiği, güçlendirici, kuir imaj ve hikâyelere öncelik verip, üretimlerini teşvik ediyoruz. Bunlara ek olarak, LGBTİ+ şemsiyesi altındaki her başlığa eşit bir şekilde değinmeyi ve coğrafi ve formal çeşitliliği önemsiyoruz.”
 
Bu film seçkisini oluştururken kısa ve uzun metraj filmler arasındaki dağılıma nasıl karar verdiniz? Online bir platform olması kararlarınızı nasıl etkiledi?
“Öncelikle yukarda da belirttiğim üzere, seçki hazırlarken formal çeşitliliğe çok önem veriyoruz. Platform özelinde ise; platformdaki filmler, hâlihazırda çevrimiçi erişime açık filmler. Biz filmleri altyazı desteğiyle, tek bir platformda bir araya getiriyoruz. Yönetmenler genellikle, sanırım sektöre dair faktörler nedeniyle kısa metraj filmlerini erişime açmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle ister istemez, dağılımda çeşitlilik oluştu diyebiliriz.”
 

“Mekânlı ve de mekânsız aktivitelerle bir araya gelmeye devam ettik.”

LGBTİ+ yasaklarından bahsederek bu yasakların nasıl atlatıldığını, festivalin izleyicisiyle nasıl hala buluşmaya devam ettiğini ekip şöyle açıkladı:
 
“Ankara’daki LGBTİ+ etkinlikleri yasaklarından sonra, aksatmadan gerçekleştirdiğimiz mekânlı ve de mekânsız aktivitelerle bir araya gelmeye devam ettik. Alternatif yöntem ve alanlar ararken, dijital alanlara taşınarak, LGBTİ+ Film Platformunu ve Pembe Hayat Youtube kanalını açtık. Diğer yandan, festivali İstanbul’a taşımak zorunda kaldık. İstanbul ayağı, Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve yurtdışında diasporada yaşayan komüniteden arkadaşlarımızın, aktivistlerin bir araya geldiği, yasaklara karşı birbirimizin sesine ses kattığımız bir alan haline geldi. LGBTİ+ Film Platformu, filmleri çevrimiçi altyazı ile izlemenin yanı sıra, gösterim yapma imkânı da sunuyor. Türkiye ve yurtdışında, arşivdeki filmler kamusal alanlarda, panel, tartışma ve söyleşi gibi etkinliklerde de sinemaseverlerle buluşabilecek. Her yerde gösterim yapabilme gibi bir fırsatımız doğuyor. Keza, bu birçok şehir ve ülke ziyaret eden festivalin hedeflerinden biriydi.”

Röportajın tamamını okumak için tıklayınız.