Acun Karadağ ve FEMEN'e Açık Mektup

-UYARI: BU METİN TETİKLEYİCİ ÖGELER BARINDIRABİLİR.-
 
Sözlerimize bu mektubu kaleme alıyor olmaktan duyduğumuz rahatsızlığı paylaşarak başlamak istiyoruz.

Son günlerde gerek hükümet yetkilileri, gerek devlet kurumları ve gerekse de egemen düşünceyi taşıyan kitleler marifetiyle toplumun tüm ötekilerine yönelen baskı ve şiddetin; söz konusu lgbti+ bireyler ve seks işçileri olduğunda ideoloji ya da politik konumlanış farkı olmaksızın ? eril, fobik ve ahlakçı bir ittifakın kurulduğunu ve bu ittifakın biçim ve renk değiştiren şiddetinin hedefine bizlerin oturtulduğunu gözlemliyor ve şiddetin açık hedefi haline getirilmemizi kaygıyla seyrediyoruz.
Özellikle 23 Haziran’da gerçekleştirilen seçim öncesinde bizzat devlet kurumları ve hükümet yetkilileri tarafından sürekli hedef gösterilen bizler, harekete geçirilen nefret dalgasının seçimler sonrasında da bir devlet politikası haline getirilmeye başlandığını gözlemliyorken; son günlerde bu nefret dalgasına muhalif kimi isimlerin ? onları mağdur eden egemenlerle kol kola vermiş bir biçimde seks işçilerini hedefe aldığını; başka bir muhalif kadın örgütlenmesinin ise çok gerici ve ahlakçı bir noktadan, eril tahakkümü besleyen bir fikirle seks işçilerini “kurtarılması gereken fahişeler” çemberinin içinden değerlendirdiğini, onlar adına utanarak dile getiriyoruz.
KHK ile ihraç edilmiş öğretmen Acun Karadağ, 7 Temmuz tarihli “Genelevleri kapatma önerisine seks işçilerinden tepki” başlıklı bir habere  “Gönder eşini o da işçilik yapsın o zaman bu işse” diyerek cevap vermiş, ardından da gelen tepkiler üzerine sosyal medya hesapları üzerinden tepki gösteren LGBTİ+’lara “Benim de LGBTİ’li arkadaşlarım var, ben homofobik değilim” , “Feminizm ahlaksızdır. Neden? Sınıfı cinsiyetçilikle böler, sınıfın güç birliğini engelleyerek devrime engel oluşturur da ondan.” , “Burjuva erkek karısını aldatırken yine ezilenlerden birini para karşılığı satın alarak fuhuşun tarafı oluyor. Yine egemen sınıfın mecbur bıraktığı koşullarda para karşılığı girilen cinsel ilişki. Yoksulların, ezilenlerin maruz bırakıldığı durum. Siyasal dönemi hangisi olursa olsun zenginler yapınca cinsel özgürlük fakirler yapınca fahişelik olarak tanımlanan insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri fuhuş. Yani ismi ne olursa olsun, kim eliyle yapılırsa yapılsın suç” demiştir. Bununla da yetinmeyerek orospufobisini daha da çirkin bir noktaya çeken Karadağ; eleştirilere hedef gösterme ve nefret söylemleriyle cevap vermeyi sürdürmüş; bu kez ülkedeki tüm insan hakları aktivistlerini hedef göstermeye ve tehdit etmeye kadar vardırmıştır fobisini.

FEMEN Türkiye ise sosyal medya hesaplarından “FEMEN, son günlerde bazı feministlerin fuhuşu kadın dostu bir işmiş gibi savunmalarını üzüntüyle takip ediyor. Fuhuş dünyanın en eski zulüm ve sömürüsüdür. Bir kez daha tüm feministleri fuhuşun karşısında, kadınların yanında yer almaya çağırıyoruz. Seks endüstrisi faşizmdir.” Yazan bir açıklama yayımlamıştır. Orospufobik olduklarını belirttiğimizde ise mistik, temelsiz bir noktadan safsata dolu bir cevap vererek kol kola girdikleri orospufobik ittifaktaki konumunu sağlamlaştırma yoluna gitmiştir.

Öncelikle bu talihsiz açıklamaları yaparak, muhalifi olduklarını iddia ettikleri egemenlerle aynı dili konuşmuş olan; ahlakçı, orospufobik, misojenik ve eril bir noktadan orospuları kriminalize eden, orospuluğu cis-kadınlıkla ilişkilendiren bir noktada birleşmiş olan, Acun Karadağ’ı ve Femen Türkiye’yi eshefle kınıyoruz. Yaptıkları açıklamalar ve cevaplarla daha da derinleşen ve billurlaşan orospufobilerini tüm kamuoyuna yüksek sesle duyuruyoruz. Femen Türkiye Orospufobiktir! Acun Karadağ Orospufobiktir!

Orospufobilerinin ve orospufobinin ayrıntılı analizini yaparak kamuoyunu bu konuda bilgilendirmeye devam edeceğiz; Acun Karadağ, Femen Türkiye ve tüm orospufobiklere buradan bir kere daha sesleniyor ve haklarımızı hatırlatıyoruz:
-          Seks işçiliği işçiliktir.
-          Seks işçileri işçidir.
-          Herhangi bir işçinin emek piyasasında maruz kaldığı sömürü ne ise, seks işçilerinin yaşadığı sömürü de aynı kökten beslenir. Sömürü mesleğin kendisinde değil; bu mesleği icra eden biz orospuların haklarını gözetmeyen devlet ve onun hukuk mekanizmalarında ve ekonomik sistemde gizlidir.
-          Seks işçiliğini kriminalize eden, mücadele etmemiz gereken bir öcüye çeviren, karşısında durmamızı gerektiğini söyleyen tüm söylemler; doğrudan seks işçilerini de kriminalize eder ve orospufobi üretir.
-          Seks işçiliği yalnızca cis-kadınların mesleği değildir. Aksine, her cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimden seks işçisi vardır ve halen çalışmaktadırlar.
-          Orospulukla mücadele pratikte orospularla mücadeleye dönüşmektedir ve özneyi yok sayarak üretilecek her argüman orospufobiktir; bu mücadelenin kendisi de orospufobidir.
-          Seks işçiliği ile ilgili üretilecek politikaların toplumu değil seks işçilerini gözeten noktadan olması gerekmektedir ve seks işçilerini özne olarak kabul etmeyen her türlü politika orospufobiktir.
-          Bedenlerimiz bize aittir ve biz orospular kendi bedenlerimiz hakkındaki kararları kendimiz veririz. Bedenlerimize dair aldığımız kararlar ve mesleki tercihlerimiz sebebiyle ahlakçı tartışmalarınızın nesnesi olmayı reddediyoruz.
-          Seks işçiliğinin yalnızca zorunlu/zorunda kalınan bir iş gibi ele alınması yanlıştır. Bugün çok sayıda orospu, hür iradesiyle ve isteyerek orospuluk yapmaktadır.
-          Patronsuz ve pezevenksiz bir dünya hepimizin talebidir. Bugünkü ekonomik sistem içerisinde işçiler ve emekçiler için mücadele edilirken, nasıl ki, işçiler ve emekçiler gözetilerek ve mücadelenin özneleri olarak ele alınıyorsa; seks işçilerinin hakları için mücadele edilirken de seks işçileri özne olarak kabul edilmelidir. Seks işçiliğiyle, seks işçilerine karşı bir mücadele orospufobiktir. Özgür bir seks işçiliği mümkündür ve pezevenksiz bir dünya talebimiz kadar önemlidir.
-          Orospufobi öldürür.
Bu mektup aynı zamanda tüm seks işçilerine, insan hakları savunucularına ve feminist harekete açık bir çağrıdır. Feministleri ve tüm nefret karşıtlarını seks işçiliğiyle ve seks işçileriyle mücadeleye değil; seks işçiliğini işçilik olarak görmeyen, kriminalize eden ahlakçı düşünceye karşı ahlaksızca mücadeleye davet ediyoruz.

Yaşasın trans-feminist mücadelemiz!
Yaşasın orospular!

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği