Çok güzelsin, yasak mısın?

Festival bu yıl Norveç Büyükelçiliği başta olmak üzere Almanya Elçiliği, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı, Danimarka Elçiliği, Finlandiya Elçiliği, Fransız Kültür Merkezi, İngiltere Elçiliği, Hollanda Elçiliği, Kanada Elçiliği ve Movies That Matter katkılarıyla gerçekleştirilecek.


 

Gökkuşağının Altında

 
KuirFest programı bu yıl da heyecan verici gösterim ve etkinliklerden oluşuyor. Her yıl dünya festivallerinde dikkat çeken uzun metraj kurmaca filmleri izleyicilerle buluşturan Gökkuşağının Altında bölümünde bu yıl Elektrik Beden (Corpo Elétrico, 2017), Madi Nullius (Terror Nullius, 2018), Malila: Veda Çiçeği (Malila: A Farewell Flower, 2017), Minyatür (Retablo, 2017) ve Rafiki (2018) yer alıyor.
 
Elektrik Beden, yakın dönemde oldukça başarılı kuir sinema örnekleri veren Brezilya sinemasından bol ödüllü bir yapım. Queer Lisboa dahil pek çok festivalde ödülleri toplayan film, tekstil işçisi olarak çalışan bir grup gencin hikayesini gündelik karşılaşmalar ve ânlar üzerinden gerçekçi bir dille anlatıyor. São Paulo’da yaşamaya yeni başlayan Elias bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışmaktadır. Tatil sezonu yaklaştıkça iş yükü daha da artan Elias gittikçe daralan özgür vakitlerini değerlendirmek için yeni sosyal çevrelere girmeye başlar; yepyeni duygular ve deneyimlerle tanışır. ‘Kuir Belgeseller’ bölümünde yer alan Zırıl Lubunya filminin yıldızı Linn de Quebrada’nın da oynadığı filmin gösteriminin ardından Denizli’de tekstil işçisi olarak çalışan göçmen LGBTİ+larla bir söyleşi gerçekleştirilecek.
 
Madi Nullius, adını sahipsiz toprak anlamına gelen “terra nullius” tamlamasından alıyor. Film biçimsel özellikleri ve içeriği ile başarılı bir kuir sinema örneği olarak dikkat çeken bir mash-up. 2002 yılından Sydney’de kurulan ve genellikle belgesel ile spekülatif kurgu türlerinin kesişiminde işler üreten iki kişilik sanat kolektifi Soda Jerk tarafından çekilen film, Hollywood yapımı “Çılgın Max 2: Yol Savaşçısı” filminin setinde geçen hikayesi üzerinden Avustralya sinemasını yapıbozuma uğratıyor. Film, tahmin edilebileceği üzere sıkı bir kolonyalizm ve ataerki eleştirisi.
 
İlk uzun metraj filmi Mavi Saati (Onthakan, 2015) ile 5. Pembe Hayat KuirFest’te yer alan Anucha Boonyawatana’nın Tayland’ın bu yılki Oscar adaylığına layık görülen filmi Malila: Veda Çiçeği sade anlatısı ve etkileyici sinematografisi ile özel bir ilgiyi hak ediyor. Ölümcül bir hastalıkla boğuşan Shane’in eski aşkıyla yeniden bir araya gelişini, yaşamın kırılganlığı ve ölümün kaçınılmazlığını simgeleyen  “Bai Sri” süsleme sanatı üzerinden aktaran film, doğanın ihtişamı ve insanın varoluşsal korkuları üzerine düşünen şiirsel bir yapım.
 
2018 Berlin Film Festivali’nin Generations bölümünde gösterilen Minyatür, ismini heykel ve resim sanatını bir araya getiren tekniğiyle dinsel öyküleri desenleyen “retablo” sanatından alıyor. Tıpkı babası gibi, “retablo” sanatında değerli bir usta olmak ve aile geleneğini devam ettirmek isteyen 14 yaşındaki Segundo, babasının gizli olarak yaşadığı hayatı ortaya çıkınca yaşadığı sert yüzleşmeyle nasıl baş edecektir? Babasına yönelen nefrete seline mi katılacaktır, yoksa başka bir yol mümkün müdür?  Geçen yıl Berlin Film Festivali izleyicisinin çok sevdiği bu film, festivalden TEDDY Yeni Yetenekler En İyi İlk Film Ödülü ile dönmüştü.
 
Yılın en dikkat çeken yapımlarından Rafiki de bu yıl Gökkuşağının Altında izleyicisiyle buluşacak. Prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan Rafiki, ailelerinin politik karşıtlıklarına karşın arkadaşlıklarını sürdürmek için direnen, dostlukları aşka dönüşen iki genç kadının hikayesini anlatıyor. Film, ülkesi Kenya’da eşcinselliği özendirdiği gerekçesiyle yasaklanmasıyla da çok konuşulmuştu. İlerleyen aylarda KuirFest kapsamında Denizli’de de gösterilecek olan Rafiki, Türkçe’yle birlikte aynı zamanda Farsça altyazılı olarak izlenebilecek.
 

Kuir Belgeseller

 
Festivalin Kuir Belgeseller bölümünde, Burada Demokrasi Yok (No Democracy Here, 2017), Dayks, Kamera, Ekşın! (Dykes, Camera, Action!, 2018), İnterseks (Entre Deux Sexes, 2017), Kainatla Münasebet (A Deal with the Universe, 2018), Kaliarnta: Yunan Lubuncası (2015), Lunadigas veya Çocuksuz Kadınlara Dair (Lunadigas or ‘Concerning Childfree Women’, 2016), Sevgiler, Scott (Love, Scott, 2018) ve Zırıl Lubunya (Bixa Travesty, 2018) filmleri gösterilecek.
 
Performans sanatçısı ve aktivist Liad Hussein Kantorowicz, BDSM’yi demokrasinin mekanizmalarını sorgulamak için bir alegori olarak kullandığı belgeseli Burada Demokrasi Yok’ta bir “dominatriks” olarak, sağcı “köle”lerini tamamen karşı oldukları bir partiye oy vermek üzere tasmalarından tutarak katı emirler eşliğinde sandığa götürüyor. Elbette karşı tarafın rızasıyla ve meraklı bakışlar eşliğinde.
 
Dayks, Kamera, Ekşın! Stonewall hareketi, aktivizm, feminizm ile kuir sinema ve deneysel sinemanın tarihsel olarak kesişiminde dönüşerek kendini var eden, beyaz perdeyi renklendiren kuir kadınların sinemasını anlatıyor.  Filmde, 5. Pembe Hayat KuirFest’te Bu Eve Hoşgeldiniz (Welcome to this House, 2015) filmi gösterilen Barbara Hammer ve 6. Pembe Hayat KuirFest’te Karpuz Kadın (Watermelon Woman, 1996) filmi gösterilen Cheryl Dunye gibi pek çok öncü isim yer alıyor.
 
Queer Lisboa’da yoğun ilgi gören İnterseks, yaşamının ilerleyen dönemlerinde, kendini tanımlayabileceği interseks kelimesini keşfettiğinden beri kendi gibi olanlarla bir araya gelmeye çalışan Vincent Guillot’nun hikayesini anlatan sıkı bir aktivizm filmi. Belgeselde, Vincent’ın yolculuğuna illüstratör Ins a Kromminga da katılıyor ve ikili dört satırlık hastane kayıtlarına sığmayan hikayelerini, kişisel deneyimleri, hisleri, anlatıları ve Ins’in anime edilmiş çalışmaları aracılığıyla aktarıyor. Film, Vincent ve sevgilisinin komüniteyi bir araya getiren düğününe ve interseks kampındaki büyük bir buluşmaya da tanıklık ediyor. 27 Ocak’ta Tasarım Atölyesi Kadıköy’de gösterilecek filmin ardından Vincent Guillot ve Ins A Kromminga ile aktivist Şerife Yurtseven “X: Ulusötesi Interseks Aktivizmi” başlıklı panel için Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde bir araya gelecek.
 
Kısa filmleri pek çok festivalde kendine yer bulan ve daha evvel BFI Flare programcıları arasında yer alan trans yönetmen Jason Barker’ın ilk uzun metraj filmi Kainatla Münasebet tamamen kişisel arşivlerden oluşan otobiyografik bir çalışma. İlk kez BFI Flare’da gösterilen belgesel, Jason’ın çocuk sahibi olma sürecini toplumsal cinsiyet ve yeni ebeveynlik tartışmaları üzerinden oldukça içten ve kişisel sorgulamalar eşliğinde aktaran özel bir iş.
 
Atina’da linç edilerek öldürülen LGBTİ+ aktivisti Zak Kostopoulos’un anısına gösterilecek olan Kaliarnta: Yunan Lubuncası, Yunanistan’da yaşayan trans seks işçisi Paola Revenioti’nin artık konuşulmayan Yunan lubuncası üzerine yaptığı bir belgesel. 25 Ocak’ta, filmin Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’ndeki gösteriminin ardından yönetmen Paola Revenioti’nin katılımıyla bir söyleşi  gerçekleştirilecek.
 
Seçkinin bir başka ilgi çekici yapımı Lunadigas veya Çocuksuz Kadınlara Dair, yönetmenlerin kendi hikayelerini de paylaştığı, farklı geçmiş ve deneyimlerden kadınların hikayelerinin buluştuğu, çocuk sahibi olmayan, olamayan ve olmak istemeyen kadınların dünyalarını keşfe çıkan bir belgesel. Filmin 25 Ocak’taki Tasarım Atölyesi Kadıköy gösteriminden sonra yönetmenler Nicoletta Nesler ve Marilisa Piga ile yapımcı Susi Monzali soru-cevap etkinliği için izleyicilerle olacak. Yönetmenler ve yapımcı, filmin 26 Ocak’ta Feminist Mekan’da yapılacak gösteriminden sonra yine soru-cevap etkinliğinde izleyicilerle olacak. Hemen ardından yine film ekibinin katılımıyla, “Çocuksuzluğa Dair” başlıklı bir forum düzenlenecek.
 
Festivalin açılış filmi olan Sevgiler, Scott ilk gösterimini BFI Flare’da gerçekleştirmişti. Sevgiler, Scott, maruz kaldığı nefret saldırısının ardından müzikle hayata tutunan Scott Jones’un yaşadığı travmatik olaydan sonraki üç yıl boyunca yaşadıklarını konu ediniyor. Katıldığı koro sayesinde hayata dair umudunu tazeleyen Scott’ın hikayesi ilham veren güçlü bir belgesel. Scott Jones, KuirFest’in açılışı için İstanbul’da olacak. Film, Farsça altyazılı olarak izlenebilecek.
 
Berlin Film Festivali’nde TEDDY En iyi Belgesel ödülünü kazanan Zırıl Lubunya, São Paulo’nun favelalarından çıkan siyah trans performansçı ve aktivist Linn da Quebrada’nın çarpıcı kişiliğine ve baş döndüren dünyasına tanıklık ediyor. Heteronormatif düzene karşı çıplaklığı radikal bir araç olarak kullanan sanatıyla baş kaldıran ve kendini “toplumsal cinsiyet teröristi” olarak Linn da Quebrada’yla tanışma fırsatını kaçırmamanızı öneririz.
 

Kuir Diziler

 
KuirFest, LGBTİ anlatılarına özgür bir ifade alanı açması bakımından internet dizilerine özel bir önem veriyor. Üç yıldır ‘Kuir Diziler’ bölümüne yer veren festivalin programında bu yıl Karışık Mesajlar (Mixed Messages, 2017) yer alıyor. Londralı bir lezbiyenin Berlin’in kuir ortamlarındaki flört maceralarını konu alan mini dizi, aşkı yanlış yerlerde aradığını fark eden kahramanının başarısız ve kimi zaman talihsiz tecrübelerini muzip bir dille anlatıyor.
 

kÜLT

 
Geçmişten günümüze sinema tarihine damgasını vuran kuir yapımları festival izleyicileriyle buluşturan Pembe Hayat KuirFest ‘kÜLT’ bölümünde, bu yıl 30. yaşını kutlayan Çözülen Diller’i (Tongues Untied, 1989) ağırlıyor. Restore edilmiş kopyasından gösterilecek olan film performatif belgesel türünün en önemli örneklerinden sayılıyor. Çözülen Diller, siyah, gay, HIV+lerin ‘kendi adlarına konuşmalarına alan açmasıyla film tarihinde oldukça özel bir yere sahip. Marlon Riggs imzalı filmde yer alan Essex Hemphill dizelerini, ünlü akademisyen ve çevirmen Fahri Öz KuirFest için Türkçe’ye kazandırdı. Çözülen Diller, Farsça altyazılı olarak gösterilecek.
 
Önceki yıllarda da programında siyah kuir hareketten filmlere geniş yer ayıran KuirFest, ‘kÜLT’ bölümünde ayrıca 1985 yapımı Eküriler (Buddies) filmini yine restore versiyonundan takipçileriyle buluşturacak. Eküriler, HIV+ler hakkındaki önyargıları parçalayan anlatısı bakımından sinema tarihinde oldukça önemli bir yere sahip.
 

Ğ

 
Sıra festivalin en özel bölümlerinden biri olan ‘Ğ’ bölümüne geldi. Türkiye’den kuir yapımları ve LGBTİ+ hareketine dair çığır açan filmleri izleyicileriyle buluşturan bölüm kapsamında bu yıl 25. yılını kutladığımız, Atıf Yılmaz imzalı kült film Gece, Melek ve Bizim Çocuklar (1994) gösterilecek! Türkiye sinemasında, lubuncayı ilk duyduğumuz filmlerden olan Gece, Melek ve Bizim Çocuklar dönemin lubunya yaşantısından gerçek sahneler içermesiyle de çok özel bir yere sahip. Filmin 26 Ocak Cumartesi günü Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek gösteriminin ardından şair ve yazar Yıldırım Türker, filmde de rol alan ünlü oyuncu Deniz Türkali ve Türkiye sinemasında kadın cinselliği ve sansürü tartışan  Çekil(e)meyen Sahneler filminin yönetmeni Metin Akdemir ile bir söyleşi gerçekleştirilecek.
 
 

KISA SEÇKİLERİ

 
Pembe Hayat KuirFest her yıl kısa seçkileriyle sinemayı kuirleştiren kısa film seçkilerine geniş yer ayırıyor. Festival programı kapsamında bu yıl tam yedi kısa film seçkisi gösterilecek.
 
KuirFest, kısa seçkilerinde her yıl olduğu gibi bu yıl da yurtdışından programcılarla işbirliği yapıyor. Londra merkezli “Fringe! Queer Arts Festival” tarafından hazırlanan Fringe! Kısa Seçkisi : Kader Diyemezsin Sen Kendin Ettin (Fringe! Shorts Selection: You Came in Like a Wrecking Ball)  başlıklı bölümde sinemasal anlatımın sınırlarını keşfeden yenilikçi yapımlar yer alıyor. Seçkinin 25 Ocak’ta Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde gerçekleşecek gösteriminin ardından Fringe! Kuir Film & Sanat Festivali programcısı Muffin Hix izleyicilerle soru-cevap etkinliğinde bir araya gelecek.
 
Önceki yıllarda KuirFest’in konuğu olarak Türkiye’ye gelen Saadat Munir’in de ekibinde bulunduğu Mix Copenhagen LGBT Film Festivali’nin KuirFest için hazırladığı Mix Copenhagen Kuzey Işıkları (Mix Copenhagen Nordic Lights Shorts Selection) başlıklı seçkide ise beden ve önyargı temaları ön plana çıkıyor. Seçkiyi hazırlayan Mix Kopenhag LGBTQ Film Festivali programcısı Andrea Coroma, seçkinin 25 Ocak’ta Tasarım Atölyesi Kadıköy’de gerçekleşecek gösteriminin ardından soru-cevap etkinliğinde izleyicilerle bir araya gelecek.
 
Wotever DIY Film Festivali’nin kurucusu Theresa Heath ise hazırladığı İşte Böyle Güzeliz! Engel(siz)lilik Kesişiminden Kısalar /  (An Unashamed Claim to Beauty: Short Films at the Intersection of Queerness and Dis/ability) başlıklı seçkiyle kuirlik ve engel(siz)lilik kesişiminden kısaları KuirFest takipçilerine sunuyor. Seçkinin Tasarım Atölyesi Kadıköy’deki gösteriminin ardından Heath’in katılımıyla bir soru-cevap etkinliği yapılacak.
 
KuirFest programının Başkaldıran Bedenler (Revolting Bodies) başlıklı kısa seçkisindeki filmler de yine egemen sistem tarafından beden algılarımıza koyulan ipoteklere meydan okurken, belleğin lubundarlığı (queerdom of memories) adını taşıyan kısa seçkisi kişisel ve kolektif hafızayı sorgulayan filmleri KuirFest izleyicisiyle buluşturacak.
 
Erkeklik Belası (Masculinities! Shorts Selection) başlıklı seçkide ise ezber bozan yapımlar yer alıyor. Seçkide dikkat çeken Bekledim de Gelmedin (Still Waiting) filminin yönetmeni Thomas Hakim soru-cevap etkinliğinde KuirFest izleyicisiyle buluşacak. Bekledim de Gelmedin, Anton’un sevgilisi Alexandre’ın ölümünün ardından yaşadıklarını, arzu ve özlem dolu rüyalarını anlatan oldukça iyi anlatılmış özel bir hikâye.
 
Festival programında bu yıl yine Türkiye’den Kısalar bölümü özel bir yere sahip. Seçki kapsamında Sinan Göknur’un Rüya, Umut Erdem’in Bir Bisiklet Hikâyesi, Gizem Aksu’nun Hisler Arşivi: Radikal Şefkat, Demhat Aksoy’un Oda Ex, Bahar Kılıç Adilçe ve Hulusi Nusih Tütüncü’nün Başka Mevzu, Öykü Aytulun’un Tanışma filmleri ile Ezgi Şahin, Demhat Aksoy, Uzay Nagodre ve Umut Erdem’in Değişim İçin Film başlıklı projeleri gösterilecek.
 
Festival anılarınızı #ÇokGüzelsinYasakMısın ve #URPrettyRUBanned hashtagleriyle paylaşabilirsiniz.
 
Ayrıntılı bilgi ve program için:
 
basin@pembehayat.org
www.pembehayatkuirfest.org
www.instagram.com/kuirfest
www.facebook.com/PembeHayatKuirFest
https://twitter.com/kuirfest