
Geçtiğimiz gün, Sultanahmet Meydanı’nda sahur programı gerçekleştiren Nihat Hatipoğlu’nun programında, bir izleyici mikrofonu alarak “doğuştan bayan olarak geldim, ancak kendimi erkek gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım'” sorusunu sordu. Hatipoğlu, jinekoloğa gittiğinde “kadın olduğu söyleniyorsa” onun bir kadın olduğunu, bunun bir “psikolojik olay” olduğunu, nefsine ve duygularına hakim olması gerektiğini söyleyerek transfobik açıklamalarda bulundu. Onu kınamadığını da belirten Hatipoğlu, “bana kadın dediklerinde zoruma gidiyor” diye cevap veren izleyicisine “hanım gibi göründüğünüz için ve hanım olarak yaratıldığınız için öyle söylüyorlar” dedi.
Aralarında geçen bu diyaloğun ardından Hatipoğlu, “böyle sorular da gelebilir, biz hepsine doğru olanı söyleyeceğiz.” diyerek bitirdi.
“Bir insanın LGBTİ+ olması onun dinle ilişkisini belirlemez.”
Nihat Hatipoğlu’nun transfobik açıklamalarının ardından KaosGL’ye konuşan Psikiyatr Doç. Dr. Koray Başar şu açıklamaları yaptı:
"İnsanın cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği ile ilgili kendisinden beklenenden farklı özelliklere sahip olduğunu fark etmesi, sıklıkla kendisini tüm dünyanın karşısında yapayalnız hissetmesine neden olur. Zira günümüzde birçok toplum doğrudan veya dolaylı yolla, doğduğunda hangi cinsiyetten olduğuna karar verildiyse o cinsiyetten hissetmeni, karşı cinsiyetten hoşlanmanı ister. Başlangıcından beri olanca değişkenliğiyle yaşanmış olan insan cinselliği ile ilgili bu kalıplar o kadar evrensel, o kadar gerçekmiş gibi yansıtılır ki, insanın kendi içinden gelenlerde bir yanlışlık olduğunu düşünmesi çok zor olmaz."
"Ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde bir dine inanan çocuk, genç, erişkin kişilerin bu durumda önemli referanslarından biri dindir, dini kaynaklardır. Dinin bu konudaki hükmü birçok insan için hayat memat meselesidir. Bir insanın LGBTİ+ olması onun dinle ilişkisini belirlemez. Kişilerin dini inanışlarını yargılamak, değerlendirmek de kimsenin tasarrufunda değildir."
"İşte böylesine önemli bir konuda, yardım istenen, fikir sorulan, bilgi beklenen kişilere önemli bir sorumluluk düşmez mi' Araştırmadan, düşünmeden, tartmadan söylenen sözlerin kendinden yardım isteyen kişilerde ne gibi yaralara neden olabileceğine dönüp bakmaları gerekmez mi' Bir konuda eğitimli kişilere düşen her şeyi bilmeleri midir' Bilmiyorum, araştırayım diyemezler mi' Bilmediği konularda yaygın önyargılara dayanarak cevap vermek midir onlara düşen' Daha cinsel yönelimi, cinsiyet kimliğini ayırt edemezken, bunlarla ilgili kesin dini hükümler vermek uygun mudur' Söylediklerinin inançlı LGBTİ’yi yedi gün yirmi dört saat sürecek, çaresiz, yalnız ve yanlış hissedecekleri bir ruh haline sürükleyeceğini bilmeleri gerekiyor."