Kaos GL, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı

Kaos GL Derneği, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı. Rapora göre, 2022’de 15 şehirde devlet koruması altında nefret mitingleri yapılırken, en az 571 LGBTİ+ aktivisti gözaltına alındı. 2022’den LGBTİ+’lara düşen işkence, kötü muamele, gözaltı, yasaklar, yağma ve davalar oldu.

Kaos GL Derneği, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı. “Özgürlüğe Yürüyelim” üst başlığıyla yayınlanan rapor, derneğin 2007 yılından beri sürdürdüğü insan hakları izleme çalışmalarının bir ürünü.

Medyaya yansıyan ihlaller ile Kaos GL Derneği ve ilişkide olduğu diğer sivil toplum örgütlerine başvurular üzerinden hazırlanan rapor, 2022’de LGBTİ+ haklarının durumunu gözler önüne seriyor.

Rapor bugün (29 Mart) İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıda raporun yazarı Av. Kerem Dikmen ve İnsan Hakları İzleme Uzmanı Defne Güzel, 2022 yılını ve raporda öne çıkan sonuçları değerlendirdi.

“İhlalleri yaratan, devletin ‘LGBTİ+’ları kamusal alandan tasfiye etme’ politikası”

Türkiye’nin son on yılını da değerlendiren rapora göre, 2022 senesi LGBTİ+ hakları açısından “serbest düşüşün” devam ettiği bir yıl oldu. İhlal sayılarına göre en öne çıkan ise barışçıl eylemlerde polis saldırısı ile gözaltına alınma ve buna eşlik eden fiziksel şiddet.

Rapora göre devlet kurumları ve uygulayıcılarının “LGBTİ+’ları kamusal alandan tasfiye etme” politikası ihlalleri yaratan en önemli etmen. Av. Dikmen, bu durumu toplantıda şöyle açıkladı:

“Fark edildiği üzere 2022 yılında LGBTİ+’lara dönük devlet şiddeti kendini en fazla gözaltı şeklinde gösterdi ki bunların 557’sinde barışçıl eyleme polis saldırısının belirleyici olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra suç eylemi olarak düzenlenmemesine rağmen fuhuş gerekçesiyle evlere yapılan baskınlarda gözaltına alınan kişilerin de bulunduğunu belirtmeliyiz. Kamu görevlileri veya üçüncü kişilerden yönelen fiziksel şiddet de üçüncü sırada. Yargısal taciz 91 LGBTİ+ açısından ihlal yöntemi oldu. Bunlar savcılar tarafından açılan büyük kısmında sanıkların beraat ettiği ceza davaları.”

Raporda öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:

LGBTİ+’lar 2022’de 37 günlerini adliye koridorlarında geçirdi. Bunların bir kısmında şikayetçi olarak ceza davalarını, bir kısmında idari davaları, bir kısmında ise Tarlabaşı Toplum Merkezi örneğinde olduğu gibi LGBTİ+ hakları alanında faaliyet gösteren derneklerin davalarını izlemek için adliyedelerdi.

Toplanma yasağından performans yasağına; kitap yasaklamadan sembol yasaklamaya; sansürden yayın yasağına dek birçok alanda LGBTİ+’lar hak kaybına uğratıldı.

Kişisel bütünlük hakkı ihlallerinin özellikle şiddet kullanılarak yapılan toplu gözaltı işlemlerinde gerçekleştiği tespit edildi.

Gözaltıların yüksekliği beraberinde kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı alanında da yoğun bir ihlal verisini açığa çıkardı.

LGBTİ+’lara üçüncü kişilerden yönelen suç eylemleri cezasız kaldı.

İfade özgürlüğü ihlalleri en fazla özel etkinlik yasaklarıyla görünür oldu, bunu ise toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan kolluk müdahaleleri izledi.

2022’de vali ve kaymakamlar en az 7 genel yasaklama kararı aldı. Öte yandan LGBTİ+’ları hedef alan nefret mitingleri 15 şehirde devlet koruması altında yapıldı.

Haziran ayı onur haftalarının yasaklanması ve kolluk şiddetinin artması nedeniyle en fazla ihlalin gerçekleştiği ay oldu.

Nefret söylemi bizzat seçilmiş veya atanmış üst düzey kamu yöneticileri eliyle yaygınlaştırıldı.

Barınma hakkı, özellikle evden çalışan seks işçileri bakımından başlıca ihlal konusu olmaya devam etti.

LGBTİ+’lara dönük bireysel veya örgütlü yağma eylemleri, mülkiyet hakkı ihlallerine yol açtı.

Ankara ve İstanbul’daki toplu ulaşım sistemlerinde cinsiyet geçiş sürecini hukuken tamamlamamış transların karşılaştığı sorunlar, çözümsüz bırakıldı.

Tutuklu veya hükümlü LGBTİ+’ları diğer mahkum ve hükümlülerden koruma adı altında tecrite ve tek kişilik koğuşlara mecbur bırakan infaz uygulamaları; cezaevlerindeki sistematik kötü muamelenin kaynağı olmaya 2022’de de devam etti.

Sendikaların toplumsal cinsiyet eşitliği temalı etkinlikleri yasaklandı. Üniversiteler ise eğitim sürecinin ögeleri olan ders dışı etkinlikleri yasaklayarak LGBTİ+’ları ders dışı eğitim süreçlerinde diğer öğrencilere göre ayrımcılığa tabi tuttular.