'İnsanca Bir Yaşam İstiyoruz, Korkuyla Yaşamak İstemiyoruz'

 LGBTİ bireylerin insanlık savaşı ve yaşam mücadelesi verdiklerini dile getiren İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği aktivisti Ebru Kırancı, "Ben, solcu ve demokratım diyen insanların da artık bize dokunmasının zamanı geldi ve geçti. Biz, insanca bir yaşam istiyoruz. Bu ülkede korkuyla yaşamak istemiyoruz" dedi.

Dünyanın birçok ülkesinde cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri yüzünden katledilen LGBTİ bireyler, 20 Kasım "Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü" dolayısıyla nefret cinayetine kurban giden trans bireyleri anmak için bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. LGBTİ bireyler, bu yıl da Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli ülkelerinde, trans cinayetlerine "dur" demek için katledilen trans Afroamerikan Rita Hester'in katledilmesinin yıl dönümü olan 20 Kasım'da alanlarda olacak. ABD'nin San Fransisco eyaletinde 1998 yılında göğsüne aldığı 20 bıçak darbesiyle nefret cinayetine kurban giden trans Rita Hester'in ölümünün ardından "Ölümümüzü Hatırlamak" adıyla mumlu nöbet tutma eylemi ile başlayan eylemlerin amacı, transfobik nefret ve önyargıdan dolayı şiddet gören ve katledilen trans bireylerin onuruna ve nefret suçlarına karşı bir kamusal farkındalık yaratmak. 20 Kasım Günü, "Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü" olarak kabul edilen bugünden bu yana dünyanın pek çok ülkesinde LGBTİ birey ve destekçileri katledilen trans bireyleri anıyor. 

Dünyada görünürlükleri arttığı oranda katliamları da artan LGBTİ bireylere yönelik nefret cinayetlerinin çoğu devletler tarafından kayıt altına alınmazken, Transgender Europe Trans Cinayetleri İzleme (TCİ) projesinin verilerine göre, dünyada 1 Ekim 2013 ile 30 Eylül 2014 tarihleri arasında 226 trans, nefret cinayetine kurban gitti. Transgender Europe Trans Cinayetleri İzleme (TCİ) projesine göre; trans cinayetlerindeki en yüksek rakamlar, LGBTİ hareketinin güçlü olduğu ülkelerde görülüyor. Bir yıl içinde Brezilya'da 113 Meksika'da 31 Honduras'ta 12 Venezuela'da 10 ve ABD'de 10 trans katledildi.

LGBTİ bireylere yönelik şiddet sürdü

Türkiye'de de görünürlükleri giderek artan ve görünürlükleri artığı oranda cinayetleri de o oranda artan LGBTİ bireyler, 2014 yılında da saldırı ve katliamlara maruz kaldı. Tarlabaşı Daracık Sokak'ta yaşadığı evde 22 Nisan'da silahlı saldırıya uğrayan Çağla Joker isimli trans birey hayatını kaybederken 9 Ekim günü ise Çingene Gül isimli trans Kurtuluş'taki evinde ölü bulundu. Kimi LGBTİ birey nefret cinayetine kurban giderken kimi de devlet şiddeti ve toplum baskısına dayanamayarak intihara sürükleniyor. İzmir'de 2 Temmuz 2014 tarihinde Okyanus Efe Özyavuz adlı trans ve 24 Ağustos 2014 tarihinde intihar eden Mersin 7Renk LGBT üyesi Figen adlı trans intihara sürüklenen LGBTİ bireylerden sadece bir kaçı. 

LGBTİ cinayetlerinde adalet de işlemiyor

LGBTİ bireylere dönük şiddet hukuk alanında da kendini gösteriyor. Katledilen çoğu LGBTİ bireyin katilleri bulunmazken yargı sistemi ise tıpkı kadın katliamlarında olduğu gibi katillerden yana tavır alıyor. Avcılar Meis Sitesi'nde yaşayan ve 1 Mart 2013 tarihinde gece Ramazan Soybozkurt tarafından katledilen Seda isimli trans ise, nefret cinayeti sonucu öldürülmesine ilişkin açılan davada müebbet hapis cezasıyla yargılanan katil "haksız tahrik" indiriminden faydalanarak 15 yıl hapis cezası aldı. Yine aynı şekilde, 15 Temmuz 2008 gecesi Üsküdar'da katledilen ve "Türkiye'nin ilk gey" cinayeti olarak görülen Ahmet Yıldız davasında yargılanan baba Yahya Yıldız hala bulunamadı. 

Trans bireylere yönelik ayrımcı uygulamalar bu şekilde devam ederken Anayasa'nın 10'uncu maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin eklenmesini istediklerini söyleyen LGBTT Dayanışma Derneği aktivisti Ebru Kırancı, trans bireylere yönelik ayrımcı uygulamalar ve yapacakları etkinlikleri değerlendirdi. 

'Hükümet trans cinayetlerine seyirci kalıyor' 

Türkiye'yi "katliamlar ülkesi" olarak tanımlayan Kırancı, Türkiye'de son zamanlarda artan trans cinayetlerini hatırlatarak, "En son Çingene Gül arkadaşımız Kurtuluş'taki evinde keserle öldürüldü ve katil hala yakalanmadı. Arkasından bir trans arkadaşımız bir döner bıçağıyla Tarlabaşı'nda saldırıya uğradı. Ve korkudan şikayetçi olamadı. Yine bir arkadaşımız merdivenden düştü öldü" diyerek hükümetin trans cinayetlerine seyirci kaldığını söyledi. Susmak ve seyirci kalmanın da suça ortak olma anlamına geldiğini ifade eden Kırancı, "Biz çok şey istemiyoruz, yaşam hakkımızın garanti altına alınmasını istiyoruz" dedi. 

'Hakim ve savcılara LGBTİ konularında ders vermek lazım'

Trans cinayetlerinin, nefret konuşmalarının ardından başladığını belirten Kırancı, şunları aktardı: "Türkiye'deki LGBTİ dernekleri olarak Anayasa'nın 10'uncu maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin eklenmesini istiyoruz ki yaşam hakkımız bir nebze de olsa kanunlarca garanti altına alınsın. Bu ülkede ayrımcılık her alanda var. En son beni Galatasaray Hamamı'na trans birey olduğum için almadılar." Kendisine yapılan ayrımcılık için hukuki mücadelesini bırakmayacağını kaydeden Kırancı, trans cinayetlerinde katil zanlısının yakalansa bile ağır cezalar almadığını söyledi. Kırancı, şöyle devam etti: "Hakim, savcı, emniyet müdürü, polis LGBTİ kimliğinin, cinsel yönelimin ne olduğunu bilmiyor. Bursa'daki İrem davasında katil, 'Bana ters ilişki teklif etti' diyor. Ve o anda İrem'in annesi bağırıyor; 'Hakim bey benim kızım geçiş sürecini tamamlamış pembe kimliği olan biri' diyor. O yüzden hakim ve savcılara LGBTİ konularında ders vermek lazım." 

'Milletvekilleriyle trans cinayetleri için görüşülecek'

"Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü" kapsamında İstanbul'da yapacakları etkinliklere ilişkin bilgi de veren Kırancı, bu yıl yapacakları etkinlikleri, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te 10 Kasım 2014 günü öldürülen Sabi Beriani ve 9 Ekim 2014 tarihinde Kurtuluş Son Durak'taki evinde öldürülen Çingene Gül adlı transa adayacaklarını söyledi. Kırancı, 20 Kasım saat 19.00'da Galatasaray Lisesi önünde mumlu oturma eylemi ve basın açıklaması yapacaklarını, 21 Kasım Cuma akşamı da bağımsız aktivist Öykü Ay tarafından hazırlanan trans misafirhanesinde bir dayanışma defilesi yapacaklarını ve yine 21 Kasım'da da Şişli Kent Kültür Merkezi'nde de trans cinayetlerini işleyen belgesel gösterimi sunacaklarını aktardı. Kırancı, son olarak 25 Kasım'da Taksim Meydanı'na buluşup 26 Kasım'da Ankara'ya giderek Meclis'in Dikmen Kapısı önünde saat 14.30'da basın açıklaması ve Meclis'e girip bir grup milletvekili ile nefret cinayetlerine ilişkin görüşme gerçekleştireceklerini dile getirdi. 

'Bu ülkede korkuyla yaşamak istemiyoruz' 

"Biz bir insanlık savaşı ve yaşam mücadelesi veriyoruz" diyen Kırancı, "Ben, solcu ve demokratım diyen insanların da artık bize dokunmasının zamanı geldi ve geçti. Biz, insanca bir yaşam istiyoruz. Bu ülkede korkuyla yaşamak istemiyoruz" diye konuştu.