Hacettepe'de nurtopu gibi bir KUİR Topluluğu...

 Geçen sene Mayıs ayı ortalarında Hacettepe Üniversitesi (H.Ü.) öğrencisi Zara’nın, okulda tanıdığı LGBT’lere mesaj atmak isterken, bir adım daha öteye gidip bir facebook grubu oluşturması, kendisinin bile öngörmediği bir “kutlu doğum”a yol açtı. Rektörlüğün onayıyla önceki gün itibariyle resmileşen bir Kuir Araştırmaları Topluluğu’nun kuruluşunun ilan edilmesiyle sonuçlanan gelişmeleri işte bu minik hareket tetikledi. Mesajı alanlar bir araya geldi ve bir bildiri hazırlayıp dağıtmaya karar verdi. Bildirili çağrıya icabet ederek toplantıya gelen 71 kişi de, aynı topluluğun kurucusu olarak tarihe geçmekte olduklarını henüz bilmiyorlardı. Topluluğun hedefleri ve isim seçenekleri, bu toplantının başlıca konularını oluşturdu. Toplantının bir başka gündem maddesi de, logo tasarım örnekleri arasında bir tercih yapılmasıydı. Dönem bitip araya yaz tatili girince, topluluk örgütlenme işinin teknik kısımlarına eğilmeye daha geniş zaman bulabildi. “Hacettepe Üniversitesi Kuir Araştırmaları Topluluğu” isim olarak benimsendi. Dönem başında, okulun yeni mensuplarının da oluşuma dahil edilebilmesi için genel bir toplantı kararı alındı. Bu sefer katılım, ilkinin iki katı oldu. Akademik personelin teşvik edici tutumu da katılımı artıran bir rol oynadı. Derhal tüzük oluşturuldu ve rektörlüğe başvuru yapıldı.

Oysa, daha önce farklı okullarda LGBT topluluğu kurma girişimleri, aynı hoşgörüyle karşılaşmamış, çeşitli problemler yaşanmıştı. Hacettepe’deki girişim adımlarını, bu başarısızlığa uğramış girişimlerden de ders çıkararak atmaya özen gösterdi. Mesela daha güncel ve terminolojiye daha uygun olduğu gerekçesiyle “Kuir” ibaresi, “LGBT”ye tercih edildi. Her bir cinsel yönelimin tek tek zikredilmesi yerine de “cinsel yönelimler”, “cinsiyet kimlikleri”  gibi genel nitelemeler tercih edildi. Tüzük hazırlanırken, olabildiğince dikkatli bir dil kullanıldı. Topluluğu en iyi ifade edecek sembolleri ararken, rektörlüğün kriterleri de göz önünde tutuldu. Diğer derneklerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, kulüplerle işbirliği yapma hedefi belirtildi.  “Amaçlar” maddesine rektörlüğü tatmin edecek ibareyi eklemeyi de ihmal etmemişler: “Hacettepe Üniversitesi Kuir Araştırmaları Topluluğu, ulusal ve uluslarası düzeyde aynı konuda çalışmalar yapan, kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışarak, üniversiteyi en iyi şekilde temsil eder.”

Rektörlük, girişimin temsilcileri için bir sunum tarihi belirledi. Son derece parlak bir sunum seansının ardından umutlu bir bekleyiş başladı. Topluluğun ilk başkanı, Sosyoloji Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Yusuf’un anlattığına göre rektörlük, kendisine topluluk kurmak için yapılmış başvurları, oluşturduğu bir komisyon aracılığıyla değerlendiriyor. Öğrenci Temsilcileri Komisyonu’ndan, Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’ndan temsilciler tarafından oluşturulan bu komisyon, “Kuir topluluğu” fikrini sempatiyle karşılamış. Sunumun, bu komisyondan onay alması, okulda yapılacak etkinliklerin, resmi topluluk sıfatıyla rektörlük güvencesine kavuşturulması, finansal olarak desteklenmesi, kendine ait bir ofise kavuşması bakımlarından önemli.

Topluluk adına sunum yapma görevini “başkan” sıfatıyla üstlenen Yusuf, yaşanan süreci, “Kuir” kavramının sosyolojinin ve toplum bilimlerinin önemli ilgi alanlarından biri haline geldiğinden, üniversitenin bazı bölümlerinde “Toplumsal cinsiyet ve beden sosyolojisi” başlığı altında bölüm dersi olarak okutulmaya başlandığından bahsettim. Komisyonun yaklaşımı beklediğimden de iyiydi. Üç gün sonra, topluluğun resmiyet kazandığını öğrendik. Şu andan itibaren, Hacettepe Üniversitesi’nde, Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren bir topluluğumuz var.” diyerek özetliyor.

H.Ü. Kuir Araştırmaları Topluluğu, Üniversite işleyişini düzenleyen yönetmeliğe uygun biçimde bir tüzük hazırlamak zorunda. Buna göre bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir yazman, bir sayman ve yedek üyelerden oluşan bir kadronun teşkil edilmesi gerekiyor. Bu kadroya, üç kişilik bir denetim kurulu ilave ediliyor. Ancak bu şartlar yerine getirildikten sonradır ki üye kabul aşamasına gelinebiliyor. Yusuf, yönetimi oluşturan ilk arkadaşlarıyla birlikte girişimin kurucu üyesi ve başkanı olarak topluluğun tarihine geçecekleri için çok heyecanlı. “Düşünün, bundan yirmi sene sonra topluluğun yönetiminde hangi yeni öğrencilerin bulunacağını bilmiyoruz ama tüzükte kurucu olarak yer alan isimlerimiz, baki kalacak. Daha büyük bir onur düşünülebilir mi'” diyor.

Yusuf, bu sancılı kuruluş aşamasını anlatırken, “Sunumu yapacağımız güne kadar çok umutsuzduk. Çoğu kez başvuru yapmaktan vazgeçme aşamasına geldik. Ne de olsa LGBT öğrencileri örgütleyen bir topluluk amaçlıyoruz. O kadar parlak bir sunum performansı gösterdik ki, kabul göreceğimize dair bir beklenti doğdu. Tüzüğümüzün uzun uzun inceleneceğini ve ancak gelecek sene bir cevap alabileceğimizi umuyorduk. Sunumun ardından geçen üç gün içinde resmen kabul edildiğimizin bildirilmesi büyük sürpriz oldu.” diyor. Yusuf, bunun kedilerine yapılmış bir “pozitif ayrımcılık” olabileceği fikrinde değil. “Bir ayrıcalık yok bence. Şöyle açıklanabilir: Kuir nosyonunun ders konusu haline gelmiş akademik bir içerik kazandığını söylediğimizde, bunun etkili olduğnu düşünüyorum. Sosyoloji, sosyal hizmet, psikoloji gibi bilim dallarının, “kuir” nosyonuyla ilgilendiğini, bu bölümlerdeki akademik personelin konuyla ilgili araştırmalar yürüttüğünü izah ettik. Hacettepe köklü bir üniversite. Ondan daha yeni üniversitelerde bile LGBT toplulukları, Kuir araştırmaları yapan topluluklar varken, bizde olmamasının yol açtığı eksikliğe dikkat çektik. Bunların etkili olduğunu düşünüyorum.”

Topluluk, henüz herhangi bir çağrı yayınlamadığı halde, akademik personelden, araştırma görevlilerinden katılımların da içinde yer aldığı 136 kişilik bir üye sayısına ulaşmış bulunuyor. Girişimi tavizsiz biçimde destekleme vaadinde bulunan hocalar, bu sayıya dahil değil.

Topluluğun önümüzdeki döneme ilişkin nasıl bir gündemi var' Her şeyden önce, resmiyetle sonuçlanan sunumda ve tüzükte yer alan faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışacaklar. Zira destek vaadi bu faaliyet programının karşılığı. Kampüs içi faaliyetlerin önceliği var. Kampüs içinde veya akademik ilişkilerde, örtülü ayrımcılıkları tespit ve teşhir etmek, ilk hedef. Akademik personelle birlikte, temizlikçi, güvenlik, kafe işletmecilerine yönelik, okul içi ilişkilerin ayrımcı tutumlardan arındırılması için, eğitim semirenleri planlanıyor. Yusuf, "Aslında, ayrımcılığın ortaya çıkan biçimleri, LGBT’ye karşı oluşlarından kaynaklanmıyor. Tamamen bilgisizlikten kaynaklanan şeyler. Önce, kampüs içindeki bu tavrı yenmeye çalışacağız. Resmi olmanın gereği olarak rektörlüğe bildirilen takvimin ilk sırasında bu yönde planlanmış faaliyetler var." diyor.

Üniversite bünyesinde, kendini gizleme ihtiyacı duyan LGBT öğrencilerin sosyalleşmesi, topluluğun kendine biçtiği ikinci önemli misyon. Özellikle KAOS-GL, Pembe Hayat ve T-Der ile ortak yürütülecek faaliyetlerin, bu misyonun başarılmasında katkı sağlayacağı düşünülüyor.

Yusuf AL / Bora Bengisun