Dadanizm aktarıyor: Depremden etkilenen kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar

dadanizm yazarı Zekican Sarısoy, deprem bölgelerinde yaşayan kadınlar ve LGBTİ+’lar özelinde sanatçı Ateş Alpar, gazeteci Burcu Karakaş ve UNPA Türkiye ile görüştü. 

 

Depremin yıkıcılığından etkilenen kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’larla ilgili görüş alan dadanizm, bölgede yaşayan kadınlar ve LGBTİ+’ların bir bölümünün Suriye’deki evlerini terk ederek Türkiye’ye gelen, halihazırda savunmasız durumda yaşayan insanlar olduklarını belirterek, hava şartlarından kalacak yerin olmamasına, menstrüel dönemde veya hamile olan kadınlar ve LGBTİ+’ların güvenli saydıkları alanları yitirdiğini ekledi. 

 

“Özellikle kadınlar ve LGBTİ+’lar yemek sırasına giremiyordu”
 

Konuyla ilgili gözlemlerini aktaran sanatçı Ateş Alpar, özellikle ilk haftanın ne denli zor geçtiğinden şöyle bahsediyor:

 

“İlk hafta çadır, su, gıda yoktu. Çocuklar sokakta üşüyordu. Oradaki en temel ve acil ihtiyaçlar hijyenik malzemeler, iç çamaşırı, pijama, ayakkabı, kıyafet, gıda ve temiz su kaynakları. Bunların hiçbiri ilk hafta yoktu. Temel fiziki ihtiyaçların olmayışının yanında ayrımcılık da göze çarpıyordu. Özellikle kadınlar ve LGBTİ+’lar yemek sırasına giremiyordu. Daha sonra ben ve birkaç arkadaşım Hatay’daki LGBTİ+’lara dair ne yapabiliriz diye düşünürken gıda, çadır temin etmeye ve şehir dışına çıkmak isteyenlere araç bulmaya çalıştık. Dayanışma ve mücadeleyle bir aradalığı örmeye çalıştık. Hatay’da bu zaten vardı. Ancak cemaatlerin, tarikatların ve eril zihniyetin ağırlığı işleri zorlaştırıyordu. Depremden hemen önce iktidar ve çevresince hedef gösterilen LGBTİ+’lar, maalesef deprem döneminde de zorlu bir süreç yaşadılar. Afet bölgesinden çıkmak isteyip çıkamayanlar, yemek sırasında kendilerine yemek verilmeyenler, evsiz barksız kalanlar en zorlu zamanları yaşadılar. LGBTİ+’lar en temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken bile çekindiler. Çadırlarda rahat edemediler; şehri terk etmeye çalışırken ya araçlara alınmadılar ya da şiddete maruz kaldılar. Türkçe konuşmayan Suriyeliler yardım isterken çekiniyordu. İhtiyaçlarını gönüllü kadınlara sessizce söyleyen çadır kentin kadınları?”

 

Plansızlık, koordinasyonsuzluk, dağıtım problemi, ayrımcılık, kayırmacılık, bölgenin kültürel yapısına uymayan propagandaların yapılması, yüzlerce asker ve polisin büyük zırhlı araçlarla sürekli dolaşmasının altını çizen Alpar, durumun halkı tedirgin ettiğini ekledi. 

 

“Türk Tabipler Birliği vajinal enfeksiyonların ve mantar enfeksiyonlarının arttığını söylemişti”
 

Depremzedelerin ihtiyaçlarına göre bir havuz oluşturmak gerektiğini belirten gazeteci Burcu Karataş ise, bazı hamile kadınların stresten erken doğum yaptığını, hijyenik ped ihtiyacının karşılanmasıyla ilgili eksikliklerin olduğunu söyledi ve devam etti:

 

“Depremzedelerin ihtiyaçlarına göre bir havuz oluşturmak ve buna göre hareket etmek gerekiyor. Bu havuzlara ilk etapta, büyük oranda ihtiyacı olanların kadınlar olduğunu söyleyebiliriz. Hijyen sorunu kadınları özellikle birebir etkiliyor. Acil çare bulunması gerekiyor ama nasıl olacak bunu ben de net göremiyorum. Benim orada gördüğüm tabloda bulunacak bir çare yok ne yazık ki. Mevcut koşullar içinde bir önlem alınabileceği izlenimi yaratmıyor bende. Ve sorunlar giderek daha da büyüyecek.”

 

“Depremden etkilenenlerin yarısını kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor”
 

Afet dönemlerinde devam eden toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken UNFPA Türkiye, bölgede üreme sağlığı hizmetine acilen erişmesi gereken yaklaşık 226 bin hamile kişinin olduğunu paylaştı. Temel hijyen ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında nitelikli, sürekli ve güvenli üreme sağlığı hizmetine erişimin aciliyetini vurguladı.

 

Yazının tamamına @dadanizm den ulaşabilirsiniz.