11. Pembe Hayat KuirFest, 30 Eylül - 2 Ekim tarihlerinde Ankara'da gerçekleşen ilk ayağını tamamladı. Dünyadan ve Türkiye’den yüzlerce kuir yaşanmışlığı ve çok çeşitli lubunya hâllerini sunmaya İstanbul'da devam edecek.
KuirFest 11. yılında film gösterimleri, atölyeler, tiyatro ve parti ile 30 Eylül - 2 Ekim tarihlerinde gerçekleşen Ankara ayağını geride bıraktı. Festival, 14-16 Ekim'de İstanbul'da yeniden izleyicileriyle buluşacak.
Bu yıl, #YasaksaYasak etiketiyle yola çıkan 11. Pembe Hayat KuirFest, rengârenk ve ihtişamlı bir programla 30 Eylül Cuma günü, Goethe-Institut Ankara’da, Türkiye’den Kuir Kısalar özel gösterimi ile açılışını yaptı.
Zeliş Deniz Kuir Sinema Ödülü Sema Semih'in.
Sadi Güran’ın tasarımıyla hayat bulan 4.Zeliş Deniz Kuir Sinema Ödülü, bu yıl LGBTİ+ hareketine uzun yıllardır gönül veren Sema Semih'e verildi. Sema Semih'e ödülünü geçen yıl ödülü alan Metin Akdemir takdim etti.
Açılış resepsiyonunda, Türkiye’den Kuir Kısalar seçkisinde yer alan; Kimse Gitmezdi, 9/8lik Bir Dövüş, Ev Diye Bir Şey Yok filmlerinin gösteriminin ardından; filmlerde yer alan yönetmen ve oyuncularla söyleşi gerçekleşti.
1 Ekim Cumartesi günü, film gösterimleri ve atölyelerde devam eden KuirFest, AKS Uluslararası Azınlık Festivali seçkisi gösterimi ile başladı. Ardından Gökkuşağının Altında seçkisinde yer alan, Patates’in Amerikan Rüyası izleyiciyle buluştu. KuirFest, Kuir Belgeseller seçkisinden Bizim Bedenlerimiz, Onların Savaşı'nın gösteriminde, Arjantin’de hakları için mücadele eden aktivist iki trans kadının hikayesini izledik. Kuir Dizi seçkisinde yer alan Cumartesi Gecesi filmi ile devam eden gösterimler, bu yıla özel hazırlanan barış seçkisi 'Gel Barışalım Artık' ile sona erdi.
Cumartesi günü 3 ayrı atölye yapıldı. Zeynep Su Topal kolaylaştırıcılığında Kuir Drama Atölyesi, Aras Örgen kolaylaştırıcılığında Esenlik Atölyesi ve Metin Akdemir ile Film Hayal Atölyesi festival katılımcılarıyla buluştu.
KuirFest toplamda, otuz film, üç atölye ve bir tiyatro oyunu ile Ankara ayağını tamamladı
KuirFest’in 2 Ekim programının açılışını, Ben de Yalnız Değilim Elbet, Titriyor Birileri Üzerime? seçkisi ile yaptı. Seçki, lubunya var oluşların bir arada olma ve dayanışma biçimlerini, pek çok yandan işleyen filmlerden oluşuyor. İstanbul’daki gösterimlerde kaçırmayın!
Gösterimler, Gürcistan’ın Kutaisi kentinde kuir, non-binary ve lezbiyen futbolculardan oluşan bir takımın hikayesini anlatan ve Kuir Belgeseller seçkisinde yer alan Odanın Hisleri ile devam etti. Sonrasında, Kuir Sinemanın unutulmaz filmlerine ayrılan “kÜLT” bölümünden, hapishane sanayi kompleksine karşı ve duvarsız bir dünyaya doğru radikal bir trans/kuir mücadelesini görselleştiren Madi Lubunyalar izleyiciyle buluştu.
Gökkuşağının Altında seçkisinde yer alan ve Uluslararası Asya Film Festivali En İyi Uzun Metraj Film ve En İyi Aktör ödülüne layık görülen, Hayat Gösterisi'nde ise, sosyal medyada viral olan bir dans videosuyla hayatı değişen Punjabi filmleri hayranı Rahat’ın, muhafazakâr çevresiyle yaşadığı çatışmaya tanık olduk.
Festivalin Ankara ayağında gösterilen son film; Cannes 2020'de resmi seçkiye dahil olan ve Göteborg'da En İyi Belgesel Ödülü, Sundance'de Jüri Büyük Ödülü ve Annecy'de Cristal Ödül’e layık görülen, Jonas Poher Rasmussen yönetmenliğindeki film, Afganistan’dan Danimarka’ya uzanan bir yersiz yurtsuzluk öyküsünü aktaran Kaçış filmi oldu.
Festivalde bu yıl, bir de tiyatro oyununa ev sahipliği yaptı: Dünyada Son Akşamüstü. Yok oluşa en yakın yerde varoluşun, güç dengesinin, ilişkilerin, şehir hafızasının sınırlarında gezineceğimiz, günümüz dünyasına ait bir tiyatro oyunu. Bulut Sezer, Tanya Arısoy, Zeynep Su Topal’ın oynadığı Dünyada Son Akşamüstü'nde, hayata birlikte veda etmek isteyen 3 kişinin son 20 dakikasına tanık olduk.
