İzmir Alsancak’ta polis ve bekçi şiddeti

İzmir'in Alsancak ilçesinde gece saatlerinde evlerinin önünde bekleyen trans kadınları bekçiler ve polisler şiddet uygulayarak gözaltına aldı. Üç trans kadın uzun süre karakolda tutulduktan sonra ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

16 Temmuz Cumartesi  gece saat 01.30 civarında evlerinin önünde bekleyen trans kadınlara bekçiler hakaret etti. Ardından ise şiddet uygulayarak gözaltına aldı. Şiddet ve ters kelepçe ile gözaltına alınan üç trans kadın uzun süre karakolda tutulduktan sonra ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Gözaltına alınan trans kadınların Avukatı Sena Yazıbağlı, tartışmanın yolda bekleme üzerinden çıktığını söyledi. Daha öncede trans kadınlara keyfi uygulamalardan dolayı cezalar kesildiğini hatırlatan Yazıbağlı, “Tartışma çıkınca biber gazıyla saldırıp kollarını bükerek yere yatırıyorlar trans kadınları. Yaklaşık 6-7 tane polis ekibi geliyor ve müvekkillerimi Alsancak karakolu ve olay yeri arası 100 metre olmasına rağmen uzun bir süre araçta tutuyorlar. İkisinin psikolojik sorunları var kapalı alanda tutulma konusunda. Çünkü daha önce şiddet görüp dere kenarına atılmış insanlar. Ters kelepçeli şekilde, kolları, dizleri yaralı halde uzun süre karakolda tutuldular. Uzun süre ters kelepçe ile tutulunca 112’yi aramaları söyledim. Amacımız orada bir kanıt oluşturmaktı ve hemen sonrasında kelepçeleri açıldı ve avukat arkadaşlar karakola gittiler” diyerek yaşananları anlattı.

“Bunlar devletin nefret politikalarının sonucu”

4-5 saat kadar tutanak tutma bahanesiyle ifadelerin alınmadığını söyleyen Yazıbağlı, “Olay gece 1 buçuk sıralarında oluyor, sabah saat 09.00’da hâlâ bir kişinin ifadesi alınmıştı. Keyfi olarak beklenme oldu. Trans kadınlardan biri memura mukavemetten savcılığa sevk edildi. Savcılıktan bırakıldığını biliyoruz. Üç trans kadın şu an için serbest” dedi.  

Trans kadınlara yönelik saldırıları eleştiren Yazıbağlı, “Bu yeni olan bir şey değil. Bornova sokağı yayalaştırma projesinden sonra tıpkı 80’li yıllarda olduğu gibi sürekli steril bir tırnak içerisinde ‘aile nezih’ ortamı haline getirilmeye çalışılıyor. Ülker sokaktan da Esat Eryaman sokaktan da çok iyi biliyoruz. İşkencelerin hepsi transları aslında kendi gettolarında daha da yalnızlaştırmak ve hayat başladıkları ilk noktadan beri gerek eğitim gerek sağlığa ulaşım gerek barınma hakkını sağlayabilmek, çalışma hakkını edinebilmek adına yaşadıkları zorluklar yetmiyormuş gibi birbirleriyle dayanıştıkları evlerden de edinmeye çalışıyorlar. Bütün bunların hepsi açık bir şekilde devletin nefret politikalarının sonucudur” diye konuştu.