TTM fesih davası 2 Kasım'a ertelendi

Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne açılan fesih davası bugün görüldü. Dava öncesi saat 10.00’da Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması yapıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği davaname ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçeleriyle Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne (TTM) açılan fesih davası bugün (18 Mayıs) saat 10.45’te İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Dava öncesi TTM Dayanışma Grubu, adliye önünde basın açıklaması yaparak, “TTM bizimdir, TTM kapatılamaz” dedi.

Duruşmaya İçişleri Bakanlığı, Aile Bakanlığı avukatları katıldı. Tarlabaşı Toplum Merkezi’ni 20’yi aşkın avukat savundu. İçişleri Bakanlığı’nın avukatı, derneğe dair hazırladıkları raporu sundu. Rapora göre, derneğin faaliyetlerinin hukuka uygun olmadığını iddia ederek derneğin feshini istedi.

Sonraki duruşma, 2 Kasım saat 11.30’da yapılacak.

"Bakanlığın ihbarı hukuka uygun değil"

TTM avukatlarından Buse Karataş, “Usule aykırılık var. İhbar konusundan başlayalım. İhbar, davaya yardımcı olarak üçüncü kişinin davaya katılması demektir. Bu kapsamda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı davayı açtı. Lakin İçişleri Bakanlığı’nın bir ilişkisi yoktur. İhbar şartı oluşmadı. Bizim davamız bakımından taraf iadesi söz konusu değildir. Yargılamaya müdahale edebilir, kararı etkileyebilir, bakanlığın ihbarının hukuka uygun olmadığını görüyoruz. Aile Bakanlığı da 'feri müdahil’ beyanda bulundular. Bakanlık bu davanın tarafı değildir. Bu davanın tarafı olmaları mümkün değil, taraf konumunu kazanamaz. Bu nedenle bakanlıkların bu davaya müdahil olma hakları yoktur. Menfaatleri yoktur" diye konuştu.

"Adil yargılanma hakkına müdahale var"

Avukat Cansu Demir ise bakanlıkların dilekçelerinin (istinaf ve müdahillik taleplerine dair) kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi: “Valiliğin isteği ile İçişleri Bakanlığı, adeta savcı gibi sosyal medyadaki düşmanca paylaşımları kullandığını ve böyle denetim yaptığını, sonrasında da bakanlığın hakim gibi bir karar kurduğunu görüyoruz. Şimdi de bu davada ‘karşı taraf’ olarak görüyoruz. Burada adil yargılanma hakkına ilişkin ağır bir müdahale var. İçişleri Bakanlığı zaten denetimleri yapmıştır, bu şekilde hukuk sınırlarında kalmalı.  Aile Bakanlığı burada olmak yerine mahallede dayanışma çalışmaları yapabilirdi."

Mahkeme, dernek hakkında soruşturma olup olmadığına dair İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ve valiliğe yazı yazılmasına, bakanlıkların müdahale taleplerinin sonradan değerlendireceğini söyledi. Gerekçeli olarak açıklayacağını belirtti. Sonraki duruşma, 2 Kasım 2022 tarihinde yapılacak.

“TTM bizimdir, TTM kapatılamaz”

TTM Dayanışma Grubu dava öncesinde Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı Avukat Ezel Buse okudu. Açıklamanın tam metni şöyle:

Bugün Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan iki ayrı davadan biri olan “derneğin feshi” davasının İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecek ilk duruşmasını izlemek için buradayız.

Bildiğiniz üzere, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği tam 15 yıldır Tarlabaşı’nda yaşayan çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanlar kurarak hak temelli bir sosyal hizmet modeli uygulamak ve sanatla iç içe birlikte üretmeyi ve ortak yaşama kültürünü geliştirmek amacıyla çalışıyor.  Ancak son 1 senedir sistematik ve yoğun bir şekilde bazı medya kuruluşları tarafından hedef gösterilmesini takiben, bugün susturulma ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya.

TTM’nin ancak kendisini hedef gösteren medya yoluyla haberdar olabildiği kapatma davasının gerekçesi, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği” iddiasıdır. Senelerdir yaptığı her türlü faaliyette çocuğun üstün yararı ilkesini önceleyen bir derneğin kanuna ve ahlaka nasıl aykırı geldiği sorusunun cevabı ise dosyada mevcut değil, çünkü TTM için böyle bir olasılık dahi mümkün değil.

Hatırlanacağı üzere, kapatma davası kapsamında dernek hakkında verilen faaliyetten alıkonulmaya ilişkin tedbir kararı TTM’nin başvurusu üzerine 6 Nisan’da mahkemece kaldırılmıştı. Mahkemenin bağımsız yargıya ilişkin bir nebze olsun ümitlenmemizi sağlayan bu kararının hemen sonrasında İçişleri Bakanlığının davaya müdahil olması, TTM örneğinde yaşananların esasen Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü alanındaki gerilemenin doğal bir uzantısı olduğu tespitimizi doğruluyor. Öyle ki geçen 1 aylık sürede yine bazı kesimlerin sistematik hedef göstermeleri sonucu ve yine “kanuna ve ahlaka aykırılık” gerekçesiyle Türkiye’nin pek çok farklı ilinde kadın cinayetlerinin son bulmasına yönelik yaptığı çalışmalarla bilinen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne de kapatma davası açıldı. Hemen akabinde, tam 50 senedir özellikle eğitim olanaklarından yoksun çocuklarla çalışan Nesin Vakfı’nın da hesaplarına el konulduğunu öğrendik.

Kısa sürede yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların ardı ardına gelen kapatma davaları ve finansal olarak faaliyette bulunamaz hale getirme çabaları ile yeni bir aşamaya geldiğini gözler önüne sermekte.

Bizler, TTM dayanışma grubu / TTM ile dayanışan sivil toplum örgütleri olarak, adil, insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir toplumun ancak güçlü bir sivil toplumla birlikte inşa edilebileceğine inanıyor, örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını ve sivil topluma yönelik baskılara bir an evvel son verilmesini istiyoruz.

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan davaların düşürülmesini ve Derneğe yönelik nefret söylemi ve hedef göstermelerin önüne geçilerek Derneğin bir an önce güvenli bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesini talep ediyoruz.

TTM bizimdir, TTM kapatılamaz.