
Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Yakın zamanda Meclis’e sunulması beklenen 11. Yargı Paketi taslağında, LGBTİ+’ları doğrudan hedef alan yeni maddeler yer alıyor. Taslağın mevcut haliyle yasalaşması durumunda, LGBTİ+ varoluşunu ifade eden ya da destekleyen kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası riskiyle karşı karşıya kalacak. Düzenleme yalnızca LGBTİ+’ları değil, bu konuları işleyen film, dizi ve dijital içerikleri de kapsayacak.
“Genel ahlak” bahanesiyle nefretin yasalaştırılması
T24’ten Ceren Bayar’ın ulaştığı bilgilere göre, taslak Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesi olan “Hayasızca Hareketler” başlığı altında yeni bir fıkra ekliyor:
“Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu düzenleme, LGBTİ+ kimlikleri doğrudan kriminalize eden bir içerik taşıyor. Yalnızca kişilerin ifadelerini değil, LGBTİ+ ilişkilerini veya hikayelerini konu alan yapımları yayınlayan dijital platformları da cezai yaptırıma açık hale getiriyor.
Ayrıca aynı maddeye “Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası” verilmesini öngören yeni bir bent de eklendi.
Ceza artışı ve ‘ahlak’ gerekçesi
Taslak, mevcut 225. maddedeki “Alenen cinsel ilişkide bulunma veya teşhircilik yapma” suçunun cezasını da 6 aydan 1 yıla seviyesinden 1 yıldan 3 yıla çıkarıyor.
Bu değişikliklerin gerekçesinde “fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi, aile kurumunun ve toplum yapısının korunması” ifadeleri yer alıyor. Hak örgütleri, bu gerekçenin yıllardır LGBTİ+’lara karşı yürütülen nefret kampanyalarının resmi diline dönüştürüldüğünü vurguluyor.
Cinsiyet geçişine yeni engeller: Yaş sınırı 25, süreç daha zor
Taslakta yalnızca ceza maddeleri değil, cinsiyet geçiş sürecini zorlaştıran yeni düzenlemeler de bulunuyor.
Buna göre, “cinsiyet değiştirme ameliyatı” için yaş sınırı 18’den 25’e çıkarılıyor, resmi sağlık kurulu raporu şartları ağırlaştırılıyor:
- Kişinin 25 yaşını doldurmuş ve evli olmamış olması,
- Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanelerinden, en az üçer ay arayla yapılan dört değerlendirme sonucunda rapor alınması,
- Bu raporun “ruh sağlığı açısından zorunluluk” içerdiğinin belgelenmesi gerekiyor.
Bu değişiklikler, trans uyum/geçiş sürecini fiilen erişilemez hale getirme riski taşıyor.
“Cinsiyet değişikliğine aykırı müdahaleye” 7 yıla kadar hapis
Taslakta ayrıca, yasal koşullara uymadan cinsiyet geçişine yönelik tıbbi müdahale yapan sağlık profesyonellerine 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve para cezası öngörülüyor.
Devletin gerekçesi: “Cinsiyetsizleştirme akımlarıyla mücadele”
Taslağın genel gerekçesinde, “aile kurumunun korunması, toplumun genel ahlak ve değerlerine yapılan saldırıların önlenmesi, tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme akımlarına karşı mücadele” ifadeleri yer alıyor.
Bu ifadeler, devletin LGBTİ+ karşıtı politik hattını açıkça yasal zemine taşımayı amaçladığını gösteriyor. “Cinsiyetsizleştirme akımlarıyla mücadele” söylemi, son yıllarda nefret kampanyalarında sıklıkla kullanılan bir dil haline gelmiş durumda.