Şimdi sizlere bahsedeceğim aşk hikayeme geçmeden önce kendimden biraz bahsedeyim. 20 yaşlarında, hayatı deli dolu yaşayan bir erkek seks işçisiyim. Ve sırılsıklam aşık olduğum sevgilim ise trans. Uçurumdan düşmek üzereyken bile “Hayatı seviyorum!” diye haykırmak gibi.
Aynı evde yaşıyoruz, aynı yatağı paylaşıyoruz, aynı duyguları taşıyoruz. 6. ayımıza girmek üzereyiz. Bazen gidip soğan satıp sevgilimle belki, seks işçiliği yaptığımız kadar lüks olmayacak ama kocaman bir hayatı yaşamak istiyorum. Ama sevgilimin dönüşüm sürecini taşıyamayıp kendi kendimi mahvetmekten de korkuyorum açıkçası. Kesinlikle seks işçilerine önyargı ile bakıp “Seks işçiliği kötü bir meslektir” demiyorum. Sevgilimle tanışmadan önce işimi gerçekten seviyordum. Her ne kadar “Tamam, bir tanem al kolini üzülmeyeceğim” desem de kolisiyle odaya girdiğini ve o kapı sesini duymak beni gerçekten derinden sarsıyor.
İki şey var aklımda; biri sevgilimin bir an önce dönüşüm sürecini tamamlaması ve farklı bir işte çalışmaya başlamak. Diğeri ise zamanla alışıp, onun ve benim yaptığım seks işçiliğini kabullenmek. 1. ihtimal üzerinde çalışıyorum şimdilik.
Bu duyguyu tarif edebilmek benim için imkansız sanırım. Çünkü ben daha önce hiç böyle duygular yaşamamıştım. Bazen mutluluk, bazen acı, bazen gözyaşı...
Sırılsıklam aşığım O'na, hormon kullandığı zamanlarda beni çileden çıkarmasına bile aşığım. Lazer epilasyona gidip acıdan tırnaklarını elime geçirip, ellerimi mahvetmesine bile aşığım.
Şu anda bayram tatili için memleketime ailemin yanına geldim. Uyuduğum yatakta biriciğimin kokusunun olmadığını bilmek bile beni derinden üzüyor. Saat sabahın 5'i. O’nu düşünmek, O’nun hayalini yorgan yapıp sarılmakta bir yere kadar. Artık o bile yetmiyor.
Bana kendi hikayemi anlatmam konusunda yardımcı olan bütün Pembe Hayat ailesine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir sonraki yazıda tekrar görüşmek üzere.
Mustafa
© Copyright 2020 All Rights Reserved - PEMBE HAYAT LGBTİ+ DAYANIŞMA DERNEĞİ