Basına ve Kamuoyuna;
Son dönemlerde, çeşitli mekanlarda seks işçiliği yapan bireylere yönelik baskılar hız kesmeden devam etmektedir. En son İstanbul Kartal'da bir sinemaya 'erotik film izletildiği ve para karşılığında cinsel ilişkiye girildiği'iddiasıyla baskın yapan Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, 18 kişiyi gözaltına alarak bu kişiler hakkında işlem yapmıştır. Ayrıca, medya organlarında, gözaltına alınan kişilerin eşcinsel kimlikleri vurgulanarak eşcinsellik bir suçmuş gibi yansıtılmıştır.
Türkiye'de 'fuhuş'var olan mevzuata göre suç değildir. Ancak, uzun yıllardır derneğimiz ve bu konu hakkında çalışma yapan uzmanların da belirttiği üzere, 'fuhuş'yapmak için gerekli olan bütün fiiller gerek Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri, gerekse 'Kabahatler Kanunu'ya da 'Trafik Kanunu'gibi konuyla ilgisi olmayan mevzuat kullanılarak suç kapsamında değerlendirilmektedir.
Seks işçiliğini düzenleyen şu anki mevzuat, seks işçilerinin toplum ve devlet kurumları nezdinde damgalanması ve de yapılan işçiliğin yer altına itilmesi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısı ile seks işçileri, güvenliksiz ortamlarda çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Bu durum, seks işçilerinin cinsel sağlık, fiziksel güvenlik ve de kolluk kuvvetlerinin uyguladığı kötü muamele ve şiddet konularında son derece kırılgan ve hassas olmaları sonucunu doğurmaktadır.
Seks işçiliği bir işçilik biçimidir. Dolayısı ile seks işçilerini her an mağdur eden günümüz mevzuatı bu gerçeklik göz önünde bulundurularak yasa yapıcılar tarafından acilen değiştirilmelidir.
Seks işçilerinin kamuoyu nezdinde daha çok damgalanmaları ve ayrımcılığa uğramaları sonucunu doğuran bütün politikalar gözden geçirilmeli ve seks işçilerinin hakları güvence altına alınmalıdır.
Seks işçilerinin güvenlikli ortamlarda çalışmalarına imkan sunan düzenlemeler, seks işçilerinin talepleri ve hassasiyetleri göz önünde bulundurularak hayata geçirilmelidir.
Eşcinsellik, biseksüellik veya trans kimliklerin haberlerde suçmuş gibi yansıtılması ve eşcinsel, biseksüel ve trans bireylerin suçlu ilan edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Hükümet ve yasa yapıcılar, derhal LGBT bireylere yönelik her türlü damgalayıcı, ayrımcı, nefret saikli fiil veya söylem karşısında talebimiz olan yasal ve fiili korumayı ve önleyici mekanizmaları hayata geçirmelidir.
Erkek ya da kadın bütün seks işçilerinin, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği ayrımı yapılmadan güvenli koşullarda, kolluk kuvvetlerinin keyfi gözaltıları, para cezaları, ev baskınları ve kötü muamelesi ile işkencesi engellenerek korunması Hükümet'in yükümlülükleri arasındadır. Dolayısı ile son yıllarda seks işçilerinin çalıştıkları ev, sokak ve benzeri mekanlara yönelik her türlü baskı ve şiddetin bitirilmesi gerekmektedir.
'Genel ahlak', 'kamu ahlakı', 'kamu düzeni've benzeri gerekçelerle seks işçilerinin kişilik onurları, özel hayatları ve fiziksel/psikolojik güvenliklerine yönelik her türlü baskı politikası sona erdirilmelidir.
Hükümet'in yapması gereken, kişileri mesleklerinden dolayı hedef seçmesi ve haklarına saldırması değil, başta yaşam hakkımızı elimizden alan cinayetleri ve kolluk kuvvetlerinin sistematik baskı ve işkencesini durdurmasıdır.
Seks işçileri vardır! Seks işçilerinin hakları insan haklarıdır!
Seks işçilerini yok sayan ve baskı altında tutan zihniyet ikiyüzlü bir zihniyettir!
Seks işçileriyiz, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz!
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
