TRAVESTİ

Türkiyeli Eşcinsel Hareketin travesti ve transeksüellere ilişkin belgelerini yayınlıyoruz...
"Lubunya Ekibi"

Son yıllarda özel televizyonların sıkça üzerinde durup medyatik kaygılarla sık sık haber yaptığı travestilerin toplumun ahlak anlayışının sonucu olarak nasıl izole edilmeye çalışıldığını şaşırmadan izliyoruz. İnsanların kafalarında çocukluklarından beri yerleşmiş bulunan tabular, yargılar, ahlaki ve dini temellere dayandırılan fikirler, kimi zaman din savaşlarına kimi zaman cinayetlere kimi zaman da cinsiyetçi saldırılara sebep oluyor. Bu ülkenin her sınıf ve sosyal konumundaki insanı, polisi, siyasetçisi, cami hocası, öğretmeni toplumumuza egemen olan kaba, şiddet yanlısı hoşgörüsüzlüğü kuşaktan kuşağa aktarmayı başarmış ve bunu ahlaki kurallar kılıfı altında değiştirilemez hale getirmiştir.

Bir toplumda ahlak kuralları ve adetler, insan hayatına kastetmeye başladıysa, insanın yaşama özgürlüğünü, cinsel özgürlüğünü kısıtlamayı kendine iş edindiyse, değişmek zorundadır. Çağ artık bunu gerektirir. Çağdaşlık kelimesi ile bizim ahlak kurallarımız bağdaşamaz ve bağdaştırmaya çalışanlar bu ülkeye iyilik ettiklerini iddia edemezler. Toplumun cinsel yönelimleri yüzünden ve yaşamaya mecbur bırakıldıkları hayat yüzünden günah keçisi haline getirdiği, cesetlerinin üzerinden arabaların geçtiği, gece avına çıkılan, yabani hayvanlar gibi avlanan travestilere yaptığı zulüm artık insanlıkla bağdaşamaz. Yaşananlar insan hakları ihlalidir. Medyanın ve emniyet güçlerinin ortak çalışmaları sonucu toplumun bu mikrop saçan, terör estiren hayvanlarından kurtulmaya çalışıyoruz. Görünen o ki halkımızın linç etme ve galeyana gelme duyguları da bu işe dahil edilmeye çalışılıyor.

Bu yapılanlar toplumsal huzuru baltalamaktadır. Travesti, transseksüel, lezbiyen, gey, heteroseksüel… herkes insandır. Kadın kılığında erkek, erkek kılığında kadın, erkek gibi erkek, kadın gibi kadın, her neyse ne. Hepsi insan denen canlının kanını taşır. Ve temel insan haklarının en temeli olan yaşam hakkını doğarken kazanmıştır. Ama son zamanlarda travestilere yönelik gerçekleşen saldırılar bu hakkı gaspetmiştir. Toplumun bastırılmış seksüel güdüleri, kışkırtılmış erkekliği, hoşgörüsüzlüğü ve çarpık ahlak anlayışı katildir. Meclisten emniyet güçlerine, eğitimden dine kadar batmış durumdayız bu katil anlayışa. Olayın ciddiyeti öldürülen bir travestinin gözlerinin oyulması, kulaklarının, burnunun kesilmesi ile somutlandırılabilir. Ya da yerde yatan bir cesedin üzerinden geçen arabayla. Ya da mezarlığa ikinci bir travestinin gömülmesini istemeyen halkın öfkesi ile. Daha çok örnek var. Bunlar Türkiye’de yaşanıyor. Daha yaşanacak mı' Evet, bir süre daha belki… belki bir kaç travesti daha ölecek, kulakları bacakları kesilmiş ya da öldürülesiye dövülmüş durumda bulunacak yol kenarlarında.

Ama bunun bir sonu gelecek. Toplumumuzda insan hakları kavramı yerleştikçe, eğitimimizde farklı olanı anlamaya çalışmak ve ona hoşgörü göstermek “olmazsa olmaz” kural olunca bunun sonu gelecek. Bunu gerçekleştirmek için bir adim olan bu metin daha büyük adımlar için başlangıç olsun diye yazıldı. Dileriz toplumun her bireyi bu ülkedeki dar kafalı, cinsiyetçi ayrımın kurbanları olan travestileri objektif olarak tekrar değerlendirmekle başlar ise ve bunu yaparken kafasına kazınmış önyargılara karşı kendi zihninde de bir savaş başlatır ve bu savaşı başka zihinlere de yayar. Tüm bu çabalar bu Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı taşıyan her insan gibi travestilerin de sahip olduğu yaşama hakkının, daha fazla gasp edilmediği bir ülkede yaşama arzusundan kaynaklanıyor.Bu konuda başta insan olarak başka bir insanın yaşamına saygı gösterdiğinizi kabul ediyoruz ve bu toplumun bir üyesi olarak bu ülkede yaşanan bu olayların daha fazla sürmemesi için elinizden gelen çabayı göstereceğinizi umuyoruz.

Saygılarımızla,

GayAnkara
Kaos GL
Lambdaİstanbul