ŞİDDET İSTEMİYORUZ!- Toprak İzci

Merhnaz idam korkusundan ülkesini terk edip Irandan Türkiye’ye kaçtı. Kendine kuracağı güzel bir gelecek hayaliyle yaşayan, umudunu hiç tüketmeyen transseksüel kadının yaşadığı acıyı anlatmak imkânsız…

Sevdiği adam ve erkek kardeşi tarafından ağzı bezle bağlandıktan sonra öldüresiye dövülmeye başlandı. Merhnaz’ın biriktirdiği parasını istediler, alamayınca da sopayla önce kafasına vurmaya başlayıp sonra burnunu kırdılar. Kadını kendinden geçene kadar dövdükten sonra parasını cep telefonunu gasp ederek kaçtılar.

Kendini karakola zar zor atan ve kanlar içinde olan Merhnaz’a bir de burası bakmıyor olaya. “Siz Gülveren Karakoluna gideceksiniz” diye kanlar içindeki kadını kapısından çeviriyor. Kendini bir gayretle Gülveren Karakoluna atıyor. İlk müdahalesi yapılan kadının vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığı tespit ediliyor. Ellerinde barut yanıkları, kafasında derin yaralar, bacak sırt bölgesinde çürükler oluştu aynı zamanda olayın getirdiği psikolojik travma da cabası…

Biz neden hala bu şiddetin önüne geçemiyoruz' Daha kaç kadın bu şiddetin kurbanı olacak'

Biz sivil toplum örgütleri olarak neler yapabiliriz bunları biraz düşünmeli, birey olarak herkes kendini sorgulamalı… Acaba bu şiddette benim bir payım var mı diye kendine sormalı.

Bu ilk değil son da olmayacak. Sadece kendi başımıza gelene kadar hiçbir acıyı anlamıyoruz. Bizler acılarımızı paylaşarak manevi desteklerimizi göstererek ancak yaralarımızı sarabiliriz. Bizler birbirimizi görmezden gelir, şiddeti yaşayanla empati kuramaz “şimdi ne yapabilirim” diye düşünmezsek daha çok kadının daha çok çocuğun şiddetine seyirci kalır ve sonunda şiddetin etrafında daha çok döner dururuz. Biz sivil toplum örgütlerinin ilk amacı azınlık olan, ezilen, haksızlığa uğrayan, şiddete maruz kalanların yanında olmaktır.

ŞİDDET ŞİDDETTİR…

Toprak İzci