AYM’den isim değişikliği reddedilen trans başvurucuyla ilgili hak ihlali kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), transların isim değişikliği davalarıyla ilgili hak ihlallerini ortadan kaldıracak önemli bir karara vardı. 

AYM, 22 Nisan 2021 tarihli 2018/34342 başvuru numaralı kararıyla, başvurucunun isim değişikliği talebinin, cinsiyet uyum ameliyatlarının yapılmadığı iddiasıyla reddedilmesini özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi.

Trans başvurucu, yerel mahkemeden; günlük hayatında yaşadığı zorluklar ve sosyal yaşantısında kullandığı isminin farklı olması sebebiyle nüfustaki isminin değiştirilmesini talep etti. Bu talep, başvurucunun cinsiyet uyum ameliyatlarını tamamlamadığından ötürü nüfustaki cinsiyet hanesiyle isminin karışıklık yaratacağı ve bunun kamu düzenini bozacağı iddialarıyla mahkemece reddedildi. Bu kararı istinaf mahkemesine taşıyan başvurucu, burada da aynı gerekçelerle red yanıtı aldı. AYM ise önüne gelen başvuruda, başvurucunun isim değişikliği talebinin, cinsiyet uyum ameliyatlarının yapılmadığı iddiasıyla reddedilmesini özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi.

Mahkeme, kararında Anayasa’nın 20’nci maddesinde yer alan “Herkes, özel hayatına? saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir?” ibaresine atıf yaptı ve isim üzerinde değişiklik ve düzeltme yapılmasını isteme hakkının bu maddeyle ilgili olduğuna hükmetti. Kararda devletin pozitif görevlerini hatırlatılarak, “İsim üzerinde belirli koşullar altında değişiklikler yapılabilmesinin bireylerin özel hayatlarının bir unsuru olan kimliğin belirlenmesi açısından bir gereklilik olduğu hususu göz ardı edilmemelidir” dendi.

Yerel mahkemenin ve istinafın cinsiyet değişikliği davasının açılmış olması şartı gerekçesini de değerlendiren AYM, 4271 Sayılı Kanun’un 27’nci maddesinin cinsiyet değişikliği davasının açılmış olmasını bir şart olarak koşmadığına dikkat çekti. 

AYM, istinaf mahkemesinin ‘kamu düzeninde karışıklık olabileceği’ görüşünü de şöyle değerlendirdi: “Yaygın toplumsal kabullerle erkek ismi veya kadın ismi olduğu değerlendirilen isimlerin farklı cinsiyetler tarafından kullanılabildiği hatta bazı isimlerin kadın veya erkek cinsiyetine atfedilemeyecek nitelik arz ederek her iki cins tarafından da kullanılabildiği gözlemlenebilmektedir. Mahkemenin bu kapsamda yaptığı yorum isim değişikliğinin kabul edilmesinin yolunu başvurucu açısından tamamen kapatmakta ve bu hakkın tanınmasını anlamsız hâle getirmektedir. Dolayısıyla kamu düzeni bağlamında karışıklık çıkma endişesi başvurucunun isim değişikliği talebinin reddedilmesi bakımından ilgili ve yeterli bir gerekçe olarak kabul edilemez.”

Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım, karara ek gerekçesinde  başvurucunun aslında Anayasanın 10. maddesi kapsamında eşit muamele görme hakkının da ihlal edildiğini belirtti. Buna yönelik gerekçesinde, İstanbul Sözleşmesinin 4/3 maddesi Kapsamında Toplumsal cinsiyet kimliğinin de ayrımcılık yasağı kapsamında olduğunu belirterek AİHM’in ‘AP, Garçon ve Nicot v. Fransa’ kararına atıfla hukuki olarak cinsiyetin tanınması için bazı tıbbi tedavilerin müdahalelerin zorunlu tutulmasının Sözleşmesi’nin 8. maddesini ihlal ettiğini dile getirdi.