Dışarıdan bakan gözler için LGBTİ+ öznelerin uğradığı hedef gösterilme ve yaşadıkları düşmanlık yeni olabilir fakat biz uzun yıllardır sistematik nefret, öfke ve düşmanlığa karşı mücadelemizi sürdürmekteyiz.
Bugün kampüslerde “Onların orada ne işi var?” diye soran zihniyet, 15 sene önce bu soruyu biz evlerimizde otururken sordu, nefret ile hareket eden bir takım kişiler 30 Trans seks işçisini önce Eryaman’da, sonra da sürüldükleri Esat’ta rahat bırakmadı. Yaralamaya ve yağmaya maruz kalan, hayatlarıyla tehdit edilen bu trans kadınlar ve travestiler haklarını aramak için zorlu bir hukuk mücadelesine başladılar.
Eryaman-Esat saldırıları, LGBTİ+’ların, özellikle transların ve travestilerin, barınma ve yaşama haklarınının gasp edilmesine yönelik ne ilk, ne de son olaydır. Eryaman-Esat davası maruz kaldığımız, meşrulaştırılmak ya da unutturulmak istenen şiddete karşı onurlu bir duruş ve önemli bir adalet talebidir. Yıllar önce Ülker sokakta başlayan sistematik hak ihlallerine karşı bu dava eğer ki nihai haklı sonucuna önceden ulaşsaydı, belki bugün daha fazla trans ve travesti Bayram sokakta da benzer bir şiddetle karşı karşıya gelmeyecekti, evlerinden atılmayacakladı.
Bu yüzden öncelikle tüm LGBTİ+ derneklerini ve topluluklarını, insan hakları savunucularını ve adalet isteyen herkesi, zamanaşımına uğramadan Eryaman-Esat davasına destek çıkmak için çağırıyoruz. Bu ülkede yaşayan insanları hedef almış sanıkların hak ettikleri cezayı alması için sizleri Eryaman-Esat davasının takipçisi olmaya ve sosyal medya üzerinden mağdurları desteklemeye davet ediyoruz.
Bunun için bugün başlattığımız kampanyanın gönderilerini paylaşıp destek verebilirsiniz, gönderilerinizde;
#aşamıyoruz
#zamanabırakmıyoruz
#zamanameydanokuyoruz
hashtaglerini kullanarak sesimize ses katabilirsiniz. Bir sonraki duruşma 17 Şubat’da görülecektir.
Her yerde eşitiz, eşitleneceksiniz!
Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği
