“Tekli hücrede tutuluyoruz!”

İzinli olarak çıkan trans mahpus İncilay, kaldığı cezaevindeki trans mahpus arkadaşlarının yaşadıkları sorunları anlatıyor. Alanya L tipi cezaevinde 15 açık LGBTİ+’nın olduğunu, ancak hepsinin ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahpuslar için kullanılan tekli hücrelerde kaldığını söyleyen İncilay ekliyor:
 
“Belki de bin tane dilekçe yazmışımdır, hiç birine yanıt alamadım. Bize yok muamelesi yapılıyor. Oysa görüyorum, başka tutuklular semaver istediği an odalarına semaver gönderiliyor. Bunun adı ayrımcılıktır”
 
“Bize karşı önyargılı bir yaklaşım var. Hiçbir talebimiz, istediğimiz dikkate alınmıyor. Bir arkadaşımız şehir dışına gitmesi gerekti sonuçta bizim izin hakkımız var. Arkadaşımızın biletini alması konusunda hiç yardımcı olmadılar. Parasıyla bile biletini alamadı arkadaşımız. Hayatımızı kolaylaştırmak yerine sürekli olarak ayrımcılık yapıp bize burayı daha da yaşanmaz hale getiriyorlar."
 
Trans mahkum Miray’ın 55 gündür açlık grevinde olduğunu söyleyen İncilay, başka mahpusların da hücreden koğuştan geçebilmek için açlık grevine başlayacağını belirtiyor. 
 

“Bir an önce çözüm adımları atılmalı!”

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Hilal Başak Demirbaş, şunları söyledi:
 
"Dernek olarak 2016 yılında Alanya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda LGBTİ+ mahpusların tekli hücrelerde kalmalarını eleştirmiş, bununla ilgili basın metni kaleme almıştık. Hapishanelerdeki kapasite artışı ve bu artışın sebep olduğu sorunları farklı platformlarda dile getirmeye devam ediyoruz.
 
"Ne yazık ki LGBTİ+ mahpusların sorunları ve tekli hücrede tutulmaları günümüze kadar devam etmekte ve bu konuda bir önlem alınmamakta. Koğuşa geçmek isteyen mahpusların talepleri gerçekleşmemekte, farklı hapishanelerin LGBTİ+ koğuşlarına da mahpuslar sevk edilmemekte. Tekli hücrede kalan mahpuslar eğer maddi imkanları yoksa koğuşta kalmanın sağlayacağı dayanışma ortamından da uzaklaşmaktalar.
 
“Bu da mahpusları hem maddi hem de psikolojik olarak çok zorlamaktadır. 8 ay boyunca avukat görüşü hariç olmak üzere, kapatıldığı 7 metrekarelik hücresinden dışarıya çıkarılmayan eşcinsel bir mahpusun başvurusu üzerine Türkiye'nin 2012 yılının Ekim ayında AİHM tarafından mahkûm edilmiş olmasını da dikkate alarak tekli hücrede kalmak istemeyen LGBTİ+ mahpusların ihtiyaçları ve taleplerine uygun şekilde hapishanelerdeki koğuşlara yerleştirilmeleri, cezalarına ek olarak 'tecrit'e maruz kalmalarına yönelik adımların atılması elzemdir."
 
Haberin tamamı için tıklayınız.