“Cis-feminizm öldürür, Transfeminizm yaşatır!

Haber: Cihangir Öz
17-21 Temmuz arasında 300’den fazla kadının katıldığı Kadın Yaz Kampı’nda, el işi atölyelerinden dans atölyelerine, kadın hareketine dair tartışmalardan yogaya pek çok atölye yer aldı. Kadın Savunma Ağı tarafından gerçekleştirilen kampta, aynı zamanda 19 Temmuz Cuma günü “Transfeminizm ve Seks İşçiliği” konuşuldu.
 
Pembe Hayat Derneği’nden Cihangir Öz’ün katıldığı atölyede katılımcılar ile ilk başta Lgbti+ temel kavramlar atölyesi yapıldı ve hız kesmeden atölyenin ikinci kısmı olan transfeminizm tartışıldı. Transfeminizm tartışmasının ardından da seks işçiliği, seks işçilerini gözeten bir aktivizmin imkanları ve doğru bilinen yanlışlardan bahsedildi.
 
“LGBTİ+ Temel Kavramlar” atölyesinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen farklı farklı katılımcıların LGBTİ+ mücadelesi ve LGBTİ+ bireylere yönelik merak ettikleri birçok başlıkta sorulara hep beraber cevaplar arandı. Cinsellikten sekse, açılma sorunlarından ön yargılara, cinsiyet kimliği sorunlarından akışkan kimliklere kadar geniş bir yelpazede kahkahalar eşliğinde zihinler netleştikten sonra atölyenin ikinci kısmı olan “Transfeminizm” başlığına geçildi ve önceki atölyede konuşulan konuların ardından bu başlıkta çok yoğun ve derin bir zihin jimnastiği yapıldı. Beden politikaları, cinsiyetin hem biyolojik hem de toplumsal inşasının dinamikleri ve çeşitliliği üzerine tartışıldıktan sonra transfeminist mücadelenin hem Amerika’da hem de Türkiye’deki tarihine inildi. Radikal feminist unsurlarla yaşanan karşılaşmalar ve bu karşılaşmalardaki transfobik duruşun ifşalanmasının ardından farklılıklarımızın feminizmi zenginleştiren ve derinleştiren bir değer olduğu hususunda atölye katılımcıları ile mutabık kalındı. Trans hareketinin ve feminist hareketin birlikte mücadelesinin imkanları ve bu mücadelenin hem trans hareketine hem de kadın hareketine yapacağı katkılar üzerine hep beraber düşünüldükten sonra da interseks bireylerinin sorunlarının ve mücadelesinin de feminist mücadelenin gündeminde olmasının gerekliliğinin altı çizildi.

 
“Cis-feminizm öldürür, transfeminizm yaşatır!”



Özne tartışmalarının yapılmasının ardından da feminist hareketteki güncel transfobik ve dışlayıcı politikalar; İngiltere’deki TERF grupların tutumları ve Türkiye’deki kimi trans dışlayıcı eğilimlerin ifşalanması ile ortaya serildi. “Cis-feminizm öldürür, transfeminizm yaşatır” sloganının kapsamını ele aldıktan sonra ise birlikte mücadelenin imkanları ve yararları atölye katılımcıları ile paylaşıldı. Yüksek katılımın olduğu oturumun son kısmında ise seks işçiliğine dair mitler ve gerçekler ele alındı. Seks işçilerinin hak mücadelesinin neden feminist mücadelenin gündeminde yer alması gerektiğine hep beraber cevap arayan atölye katılımcıları; seks işçiliğinin neden bir işçilik biçimi olduğunu güncel emek hareketleri bağlamında ele alarak, seks işçilerini gözeten ve özne olarak kabul eden bir mücadelenin gerekliliğinin altını çizdi. Son günlerde özellikle sosyal medyada ifade edilen orospufobik söylemlerin ifşalanmasının ardından da feminist hareket, trans hareket ve seks işçiliği hareketinin benzeşen sorunları ve bu sorunların ortak kaynağı olan heteropatriyark kapitalist sömürü düzeni ile mücadelenin pratik imkanlarına değinildi.
 
Kısa sürede birbirinden değerli üç başlığın ele alındığı atölyenin ardından ise kamp boyunca edilen dost sohbetlerinde temasın ve empatinin hareketimize ne kadar ivme kazandırdığını hep beraber deneyimlemiş olduk.
 

“Sana ne? Kime ne?”

Kampın dördüncü günü akşamında ise kapanış gecesi eğlencesi düzenlendi. Kamp boyunca atölyelerde bir araya gelen çocukların toplumsal cinsiyet farkındalığını ele aldıkları küçük tiyatro oyununun alkış seslerinin arasından “beden, cinsellik ve dans” atölyeleri katılımcılarının hazırladıkları dans gösterilerinde hep beraber inadına dans edildi. Dansların ardından drag performans gösterisini coşkuyla izleyen katılımcılar hep bir ağızdan şarkılarını yüksek sesle söyleyerek erkek egemen sisteme “Sana ne? Kime ne?” demeye devam edeceklerini göstermiş oldular.
 
Korsan atölyelerin de sıkça yapıldığı kamp boyunca heteronormativite, evlilik düzeni, mizojeni, takılma kültürü, dating maceralarına dair deneyimler ve birçok başlığın ele alınmasının ardından son sabah kamptaki çocuklarla beraber toplumsal cinsiyet ve LGBTİ+ korsan atölyesi düzenlendi. Christine Baldacchino’nun Stonewall Çocuk ve Genç Yetişkin Edebiyatı Onur Ödülü alan “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise” isimli kitabını beraber okuyup beraber üzerine tartışan çocuklar bu tartışmanın ardından kampta yer alan LGBTİ+ öznelere merak ettikleri tüm soruları sorarak korsan atölyeyi alkışlarla sona erdirdi.
 
Temasın, farklılıkların ve birlikte mücadelenin feminist tüm özneleri özgürleştireceğine olan inancı vurgulayan kadınlar tekrar Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak kampı sonlandırdı.