İstanbul Onur Haftası: Özgürlük mücadelesinde kararlıyız!

KaosGL.org
27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, Onur Haftası öncesi İstanbul Valiliği ile görüşmeleri ve son duruma ilişkin basın açıklaması düzenledi. Bugün (18 Haziran) İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ndeki basın açıklamasında Komite, yaşananları anlattı. Komite adına basın açıklamasını Beren Azizi okudu.
 

Vali yardımcısından ayrımcılık

Geçmiş yıllarda da olduğu gibi, Onur Yürüyüşü’nün güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için İstanbul Valiliği'ne görüşme talebinde bulunduklarını belirten Komite, vali yardımcısı ile görüşmelerinde yaşananları şöyle aktardı:
 
“Yazılı olarak iletilen talep neticesinde 11 Haziran Salı günü iki komite gönüllüsü ve iki komite avukatının katılımı ile İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özyiğit ile yaklaşık yarım saat süren bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmede İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası ve Onur Yürüyüşü'nün tarihsel önemini anlattık ve bu yıl 30 Haziran tarihinde Taksim'de yürüyüşümüzü gerçekleştirme talebimizi ilettik. Vali Yardımcısı Özyiğit'ten, Taksim'in yürüyüş ve gösteri alanı olmadığı ve Taksim'de hiçbir gösteriye izin verilmediği gibi LGBTİ+'lara da izin verilmeyeceği yanıtını aldık.
 
“Görüşme esnasında Valilik’ten alınan bu yanıt üzerine aldığımız karar doğrultusunda, İstanbul Valiliği tarafından her yıl açıklanan toplantı, gösteri ve yürüyüş alanlarından birinde yürüyüş gerçekleştirmeye yönelik talebimizi bildirdik, bu şekilde gerçekleştirilecek bir yürüyüşe dair komitenin kaygıları ve beklentilerini de kendisi ile paylaştık. Vali yardımcısı ise sadece Taksim değil, İstanbul'da gerçekleşecek tüm açık alan eylemleri için “toplumsal tereddütlü grup” olduğumuzu iddia ederek, bu talebe sıcak bakmadıklarını sözleriyle beyan etti.
 
“Görüşmenin ardından İstanbul Valiliği tarafından "31/01/2019 tarihli ve 11992 sayılı Olur’u ile 2019 yılı içerisinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü düzenlenecek alanlar" olarak belirlenmiş alanlardan olan Bakırköy için Valiliğe dilekçe verdik. Dilekçede program içeriği ile birlikte, komite içinden ve avukatlardan oluşturulan 7 kişilik düzenleme kurulunun isimleri de yer aldı.”
 

“Özgürlük mücadelesinde kararlıyız”

Onur Haftası Komitesi Valiliğin ayrımcı tutumuna ilişkin ise şunları kaydetti:
 
“LGBTİ+fobinin en naif (!) şekliyle dile geldiği ‘’tereddütlü’’, ‘’kararsız’’ vb. hiçbir tanımlamayı kabul etmiyoruz. Bizleri bu gibi sıfatlarla, yolunu kaybetmiş, toplumun dışına çıkmış istisnai bir grup, kamu güvenliği, halk sağlığı ve genel ahlaka tehdit gibi gösteren ve günahkar, sapkın, hasta gibi tanımlamalarla sonuçlanan bu anlayışın yaşamlarımız boyunca maruz kaldığımız nefretin ve ayrımcılığın bir yansıması olduğunu biliyoruz. Onur Yürüyüşü’nü, maruz kaldığımız ayrımcılık ve nefretin faillerini görünmez kılan ‘’toplumsal tereddütlü gruplar’’ gibi söylemlerin aksine verdiğimiz özgürlük mücadelesinde ne kadar ‘’kararlı’’ ve ‘’azimli’’ olduğumuzu gösterebilmek için yaptığımızı devletin tüm yetkili kurumlarına tekrar hatırlatmak istiyoruz.”
 

Açıklamanın tamamı şöyle:

Öncelikle bu basın toplantısını, Mayıs ayında ODTÜ’de düzenlenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne polis tarafından gerçekleştirilen saldırı ve geçtiğimiz hafta İzmir ve Antalya Onur Haftaları’na getirilen yasakların gölgesinde gerçekleştirdiğimizi belirtmek isteriz.
 
6 Mayıs 2019 tarihinde ODTÜ Rektörlüğü, öğrencilere gönderdiği e-postada, Bölge İdare Mahkemesi’nin Ankara’daki süresiz LGBTİ+ yasağının kaldırılması yönündeki kararına rağmen, Ankara Valiliği’nin yasak kararını gerekçe göstererek ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması tarafından düzenlenmek istenen 9. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nü hukuksuzca yasakladığını bildirdi. Bunun üzerine, açıklama yayınlayan ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması, 9. ODTÜ Onur Yürüyüşü'nün 10 Mayıs 2019 Cuma günü yapılacağını duyurdu. Polis, 10 Mayıs 2019’da üniversite yerleşkesine girerek Onur Yürüyüşü’ne biber gazı ve plastik mermi kullanarak müdahale etti, bir akademisyen ve yirmi bir öğrenciyi gözaltına aldı.
 
14 Haziran günü İzmir Valiliği, 17-23 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 7. İzmir LGBTİ+ Onur Haftası etkinliklerini, ”insanların  huzur ve güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu güvenliği ve esenliğinin sağlanması;  milli güvenlik, kamu güvenliği ve esenliğinin sağlanması;  milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, olası şiddet ve terör olaylarının önüne geçilebilmesi” gerekçeleriyle yasakladı.
 
15 Haziran tarihinde, Antalya Valiliği, bu yıl 3. kez düzenlenecek olan Antalya Onur Haftası’nı ve il genelindeki tüm LGBTİ+ etkinliklerini benzer sebeplerle 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu.
 
Bütün bunlar olurken son günlerde medyada da yer aldığı şekilde devletin en yetkili isimleri tarafından yapılan açıklamalarda LGBTİ+’lar hedef gösteriliyor. Tüm bu yasakları koyanların, yetkililerin ayrımcı ve nefret içerikli söylemlerinden cesaret aldığını biliyoruz. LGBTİ+ların toplumun bir parçası olduğu ve bu açıklamaları yapan yetkililerin eşit yurttaş olan LGBTİ+’lara karşı da görev ve sorumlulukları olduğunu hatırlatırız. Devletin, tüm yetkili kişi ve kurumları ile birlikte ayrımcılığın savunucusu değil, haklarımızın takipçisi olmasını beklemekteyiz.
 
Aralık 2018’den beri düzenli gerçekleştirdiğimiz komite toplantıları ve İstanbul’daki LGBTİ+ örgütleri ve hak savunucuları ile yaptığımız toplantılar sonucunda önceki yürüyüşlerde de Valilik tarafından sıkça dile getirilen ve İstiklal Caddesi’nde tüm toplumsal hareketlerin yürüyüş düzenlemesinin önünü tıkayan güvenlik bahanesinin tamamıyla politik ve ifade özgürlüğü, yürüyüş ve toplantı yapma özgürlüğü ve daha birçok insan hakkı ihlaline yol açan bir karar olduğu görüşü çıktı. Buna rağmen bizlerin siyasal alandaki manevra kabiliyetini kısıtlayan bu karar ile başa çıkabilmek, her geçen gün artan baskı atmosferini yan yana gelip ne kadar güçlü ve kalabalık olduğumuzu göstererek dağıtabilmek ve çok özlediğimiz yürüyüşümüzü yaparak varoluşumuzun onurunu kutlayabilmek adına izinli yürüyüş alanlarının Valilik ile yapılacak görüşmede öneri olarak sunulması yönünde bir karar çıktı.
 
Geçmiş yıllarda da olduğu gibi, Onur Yürüyüşü’nün güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için İstanbul Valiliği'ne görüşme talebinde bulunduk. Yazılı olarak iletilen talep neticesinde 11 Haziran Salı günü iki komite gönüllüsü ve iki komite avukatının katılımı ile İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özyiğit ile yaklaşık yarım saat süren bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmede İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası ve Onur Yürüyüşü'nün tarihsel önemini anlattık ve bu yıl 30 Haziran tarihinde Taksim'de yürüyüşümüzü gerçekleştirme talebimizi ilettik. Vali Yardımcısı Özyiğit'ten, Taksim'in yürüyüş ve gösteri alanı olmadığı ve Taksim'de hiçbir gösteriye izin verilmediği gibi LGBTİ+'lara da izin verilmeyeceği yanıtını aldık.
 
Görüşme esnasında Valilik’ten alınan bu yanıt üzerine aldığımız karar doğrultusunda, İstanbul Valiliği tarafından her yıl açıklanan toplantı, gösteri ve yürüyüş alanlarından birinde yürüyüş gerçekleştirmeye yönelik talebimizi bildirdik, bu şekilde gerçekleştirilecek bir yürüyüşe dair komitenin kaygıları ve beklentilerini de kendisi ile paylaştık. Vali yardımcısı ise sadece Taksim değil, İstanbul'da gerçekleşecek tüm açık alan eylemleri için “toplumsal tereddütlü grup” olduğumuzu iddia ederek, bu talebe sıcak bakmadıklarını sözleriyle beyan etti.
 
Görüşmenin ardından İstanbul Valiliği tarafından "31/01/2019 tarihli ve 11992 sayılı Olur’u ile 2019 yılı içerisinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü düzenlenecek alanlar" olarak belirlenmiş alanlardan olan Bakırköy için Valiliğe dilekçe verdik. Dilekçede program içeriği ile birlikte, komite içinden ve avukatlardan oluşturulan 7 kişilik düzenleme kurulunun isimleri de yer aldı.
 
LGBTİ+fobinin en naif (!) şekliyle dile geldiği ‘’tereddütlü’’, ‘’kararsız’’ vb. hiçbir tanımlamayı kabul etmiyoruz. Bizleri bu gibi sıfatlarla, yolunu kaybetmiş, toplumun dışına çıkmış istisnai bir grup, kamu güvenliği, halk sağlığı ve genel ahlaka tehdit gibi gösteren ve günahkar, sapkın, hasta gibi tanımlamalarla sonuçlanan bu anlayışın yaşamlarımız boyunca maruz kaldığımız nefretin ve ayrımcılığın bir yansıması olduğunu biliyoruz. Onur Yürüyüşü’nü, maruz kaldığımız ayrımcılık ve nefretin faillerini görünmez kılan ‘’toplumsal tereddütlü gruplar’’ gibi söylemlerin aksine verdiğimiz özgürlük mücadelesinde ne kadar ‘’kararlı’’ ve ‘’azimli’’ olduğumuzu gösterebilmek için yaptığımızı devletin tüm yetkili kurumlarına tekrar hatırlatmak istiyoruz.
 
Temel hak ve özgürlükler kapsamında olan, anayasa ve yasalarla güvence altına alınan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı'nın gerçekleştirilmesine yönelik verdiğimiz dilekçenin İstanbul Valiliği tarafından en kısa sürede onaylanmasını bekliyoruz. Onaylanmaması durumunun, LGBTİ+’lara sadece Taksim’in değil, İstanbul’un her yerinin yasak olduğu anlamına gelmiş olacağının tüm kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz. LGBTİ+ kamuoyundan ve LGBTİ+fobi ve ayrımcılık karşıtı olan herkesten süreci takip etmelerini istiyoruz.
 
Bu sene 24-30 Haziran 2019 tarihleri arasında “Ekonomi Ne Ayol?” temasıyla 70’ten fazla etkinlikle gerçekleştireceğimiz 27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nı, 30 Haziran günü Onur Yürüyüşü ile sonlandıracağımızı duyururuz. Başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere, İstanbul Valiliğini ve ilgili tüm devlet ve güvenlik personelini, evrensel insan haklarına ve demokrasi kültürüne saygı göstererek anayasaya ve tabi olduğu uluslararası sözleşmelere uyarak hafta boyunca gerçekleştireceğimiz etkinliklere ve yürüyüşümüze yönelik engellemeleri ortadan kaldırmaya davet ediyoruz. LGBTİ+’lar olarak varoluş mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de her alanda haykırmaya devam edeceğiz!