Canadian Cycling Magazine’in Haberine göre; 14 Kasım günü Los Angeles’da düzenlenen 2018 UCI Uluslararası Bisiklet Şampiyonasında, 35-39 yaş arası kadınlar sprinti dalında trans sporcu Rachel McKinnon müsabakaların tarihinde şampiyon olan ilk trans sporcu oldu. McKinnon galibiyetini “ilk trans şampiyon” gönderisi ile twitterdan kutladı.
Aynı zamanda Charlestone Üniversitesi’nde profesör olan ve felsefe alanında doktora yapan McKinnon cinsiyet çalışmaları ve trans sporcuların müsabakalara katılmasının etiği üzerine de akademik çalışmalar yapıyor ve dersler veriyor.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kurallarına göre “vücudunda testosteron barındığından dolayı” trans kadın sporcuların diğer sporculara göre avantajlı olduğu ve haksız kazançlarının olduğu belirtilmişti. McKinnon Ocak ayında USA Today’e verdiği demeçte, bu kuralın trans sporcuları hormon baskılayıcı uygulamalara zorladığını ve bunun insan haklarına bir saldırı olduğunu söylemiş ve şunları eklemişti:
“Haksız kazanç meselesine odaklanmak çok anlamsız, zaten bu bir hak meselesi. Transların olimpiyatlarda olması bu kadar endişe verici bir şey olmamalı. Endişe edilmesi gereken şey adillik ve insan hakları olmalı”
Trans sporcuların adil olmayan kazançlarının olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten McKinnon, ayrıca bunun ölçülebilir bir şey olmadığını ekleyerek açıklamasına devam etti:
“Bu sporun dışında insan haklarını ilgilendiren bir durum. Hakları bir azınlık topluluğa göre genişletme ihtiyacı varsa neden çoğunluğun fikrine ihtiyaç duyuluyor? Sporda ırk ayrımcılığına son verildiğinde ve siyah sporcular müsabakalara katılmaya başladığında da birçok insan kızmıştı. Ama bununla yüzleşmek zorunda kaldılar.” 
Geçtiğimiz yıl Kanadalı trans sporcu Kristen Worley’in açtığı insan hakları davasını kazanmasından sonra, Uluslararası Bisiklet Birliği, Kanada Bisiklet Birliği ve Ontario Bisiklet Derneği, trans sporcularla ilgili politikalarını gözden geçirip değiştirmeyi kabul etmişti.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kurallarına göre “vücudunda testosteron barındığından dolayı” trans kadın sporcuların diğer sporculara göre avantajlı olduğu ve haksız kazançlarının olduğu belirtilmişti. McKinnon Ocak ayında USA Today’e verdiği demeçte, bu kuralın trans sporcuları hormon baskılayıcı uygulamalara zorladığını ve bunun insan haklarına bir saldırı olduğunu söylemiş ve şunları eklemişti:
“Haksız kazanç meselesine odaklanmak çok anlamsız, zaten bu bir hak meselesi. Transların olimpiyatlarda olması bu kadar endişe verici bir şey olmamalı. Endişe edilmesi gereken şey adillik ve insan hakları olmalı”
Trans sporcuların adil olmayan kazançlarının olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten McKinnon, ayrıca bunun ölçülebilir bir şey olmadığını ekleyerek açıklamasına devam etti:
“Bu sporun dışında insan haklarını ilgilendiren bir durum. Hakları bir azınlık topluluğa göre genişletme ihtiyacı varsa neden çoğunluğun fikrine ihtiyaç duyuluyor? Sporda ırk ayrımcılığına son verildiğinde ve siyah sporcular müsabakalara katılmaya başladığında da birçok insan kızmıştı. Ama bununla yüzleşmek zorunda kaldılar.”
