MERSİN'DE LGBTİ İNSAN HAKLARI VE HAK İHLALLERİ RAPORLAMA ATÖLYESİ

Salı günü Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve 13:00′de başlayan LGBTİ İnsan Hakları Atölyesi’nin moderatörlüğünü Yedirenk Mersin LGBT’den Tuna Şahin üstlenirken Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği başkanı Buse Kılıçkaya, derneğin genel sekreteri ve hukuki danışmanı Avukat Ahmet Toköz ve dernek üyesi Gani Met, LGBT hakları ekseninde insan hakları konusunu ele aldılar.

İnsan hakları ve Ayrımcılık konusunda konferansa katılanlar ile birlikte interaktif bir tartışma açan Avukat Ahmet Toköz, hak ihlalinin nerede başladığına, trans bireylerin şu an maruz kaldığı ve kabahatlar kanunu kılıf gösterilerek kolluk kuvvetleri tarafından uğradıkları toplumdan soyutlamaya karşı direnişlerine, ayrımcılığa uğrayan kitlenin de başka kesimlere ayrımcılık uygulayarak bir kısır döngü yarattığına değindi.



Trans aktivist olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Gani Met, LGBT bireylerin ister istemez anti militarist, savaş karşıtı olduklarını söyledi. Erkek egemen sistemin, Militarist düzenin kendilerini yok saydığını dile getiren Gani Met, en çok rahatsız olduğu kesimin “Sana saygı duyuyoruz” diyenler olduğunu belirterek, “Bana saygı duymalarını istemiyorum. Saygı duysanız da duymasanız da ben buyum. Benden nefret edin, bana hakaret edin, bana karşı nefretinizi kusun ama bana saygı duymayın. Ben farklı değil aynıyım. Bunu kabul etmek zorundasınız” şeklinde konuştu.

LGBT bireylere yönelik hak ihlalleri konusunda konferans salonuna gelenleri aydınlatan Buse Kılıçkaya ise sözlerine LGBTT Dayanışma Derneği’ne kısaca tanıtarak başladı. İnsan hakları ve LGBT hakları alanında 20 yıldır çalışmalar yürüttüğünü belirten Kılıçkaya, insanca yaşayabilecekleri bir dünya tezahürünü gerçeğe dönüştürmek için mücadele ettiklerini kaydetti. LGBT bireylerin en dezavantajlı grup olduğunun altını çizen Pembe Hayat derneği başkanı Buse Kılıçkaya, anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği maddelerinin eklenmesi gerektiğini belirterek nefret söylemi, nefret suçları, ötekileştirme ve ayrıştırmanın önüne geçilebilmesi için anayasada bu maddelerin mutlak surette bulunması gerektiğini söyledi.

Yedirenk Mersin LGBT’de Hak İhlalleri Raporlama Atölyesi

Çarşamba günü Yedirenk Mersin LGBT’nin dernek merkezindeki atölyeye ilk güne nazaran daha fazla kişi katıldı. Yedirenk üyesi gençlerin doldurduğu atölyeye 50′ye yakın aktivist katıldı.



Akdeniz Belediyesi Konferans Salonundaki yüksekteki kürsüye karşı oturma düzeninin aksine Yedirenk’in mekanındaki içiçe ortam hem Pembe Hayat üyelerinin hem de atölyeye katılanlanların daha samimi bir ortamda buluşmalarının önünü açtı. 13:00′den 17:00′ye kadar süren Hak İhlalleri Raporlama Atölyesi’nin kolaylaştırıcılığını Pembe Hayat’ın genel sekreteri ve hukuki danışmanı Avukat Ahmet Toköz üstlendi.



Herkesin toplandığı salonun ortasına yerleştirdiği beyaz tahtanın üzerine katılımcılara yönelttiği, “Neden hak ihlali raporuna ihtiyaç duyarız'” sorusunun yanıtlarını kaydeden Toköz; çıkan sonuçları da -hak ihlalini belgelemek, sistematik ihlallerin önüne geçmek, ihlal gruplarını ortaya çıkarmak, bölgesel farklılıkları görünür kılmak, cezasızlık ile mücadele edebilmek, stk’ları yönlendirmek, yasal bir çalışma imkanı yaratmak, görünürlük ve farkındalık yaratmak- atölye katılımcıları ile paylaştı.

Raporlama eğitimlerinin aslında dört tam gün sürdüğünü belirten Toköz, Mersin’de bu imkandan şu an için yoksun olduklarının altını çizdikten sonra katılımcıları iki gruba ayırarak hak ihlaline uğramış ve derneğe bu konuda başvuruda bulunmuş kişiye hangi soruların sorulması gerektiğine dair bir grup çalışması yaptırdı. 20 dakika iki ayrı odada bu konuyu tartışan katılımcılar daha sonra kendi sonuçlarını paylaştılar.

Grup çalışmasının ardından hak ihlali raporu hazırlarken mutlaka akılda tutulması gereken konuları katılımcılar ile paylaşan Toköz, “Eğer bu konulardan herhangi birine uymayacak iseniz hak ihlali raporu düzenleyecek bir raportör olmaktan hemen o an vazgeçin” diye konuştu.

Hak İhlali Raporu hazırlarken mutlaka akılda tutulması ve taviz verilmemesi gereken konular:

•Raportörün görevi rötuşsuz bir fotoğraf çekmektir
•Raporun düzenlendiği yer ve zaman belirtilmeli
•Rapor tutarken mağdurla duygusal bağ kurmaktan kaçının, “soğuk nevale” gibi davranın
•Kanaat kullanmayın, “Mağdurum” diyor ama hiçte öyle görünmüyor yanılgısına düşmeyin. Sizin raportör olarak göreviniz size gelen mağdurun size ilettiklerini rapora kaydetmek. Kanılarınızı zaten rapordaki “Raportörün görüşü” kısmında belirtebilme olanağına sahipsiniz
•Gördüğünüz ve duyduğunuzu nasıl gördü ve duydu iseniz o şekilde rapora yansıtın
•Mağdurun kişisel bilgilerini, mağduru tehlikeye atması olası bilgi ve belgelere her ne surette olursa olsun hiçkimse ile paylaşmayın. Rapor sizin ve hukuki danışmanınız arasında kalması gereken bir belgedir. Hiçbir adli kurumla, dernekten hiçbir yönetici ile paylaşılamaz
•Mağdurun vermek istemediği bilgiler için ısrarcı olmayın. Vermek istemediği bilginin yanına “Bilgi vermedi” yazmanız kafi
•Sizin raportör olarak işiniz gerçekler, bu nedenle raporda gerçeğin süssüz bir fotoğrafını çekmek durumundasınız

Pembe Hayat Mersin’den sonra Adana’da

Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği Mersin’deki atölyelerin ardından Adana’ya geçti. Buse Kılıçkaya, Avukat Ahmet Toköz ve Gani Met, Adana’da da iki gün sürecek atölyelerde Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı paneline katılacak; LGBT ve Trans seks işçilerinin sorunları ve Adaletin LGBT hali konularında Adanalı katılımcılara bilgi verecekler.

Fotoğraflar: Zübeyde Zehra Kıvanç, Alper Tolga Akkuş

Haber: Alper Tolga Akkuş (Yeşil Gazete)